|
 |
|
ASI_24 |
|
|
|
SESLİ ŞİR DİNhttp://www.youtube.com/watch?
http://hifasevde.blogcu.com/ziyaretci-defteri/4079775 |
|
|
|
|
|
 |
|
BAHARIM GÜZÜM |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Lal-ü Aşk.........
11/17/2010 · Kategori: Aşk
Efsunkâr bakışların yitik yangınlarındayım sevgili
Sonu aşikâr bir serüven mi bu sevda?
Kâinatın acizliğine gebe bir aşk masalı mı yoksa?
Aşk dediğin ne ki
Nefsin zindanında bir yürek yangını değil mi sevdiğim
Nedametin sonunda tarifsiz sürgünlerde yüreğim
Kara geceden daha kara bakan gözlerinin esiriyim
Lal-ü aşk’a adadığım esrik türkülerdeyim
Kâinat kıyamete ben mağrur sevdana gebeyim
Ceylan gözlerinin esaretinde bir harabe köleyim
Tebessümünün altında sancılar ifşa ediyor bakışların
Aşkın kıyametinde zemheri gecelerde yol almaktayım
Ulvi dualarımla giderim gönlünün en ücra köşesine
Dudaklarımdan süzülüyor bir anda
‘’Beni bana bırakma sevdiğim sensizlikteyim’’
Ey gözleri gece kokan serçe bakışlı yârim
Anka kuşunun yüreği gibi titriyor kirpiklerin
Al yalnızlığımı koynuna hapset zindanına
Gün gibi doğdun yaşamımın orta yerine
Sevdim seni beklentisiz sevdim seni eyy sevgili
Şiirlerime karanlık düştü ellerim öksüz kaldı sensiz
Varlığın eş olsun varlığıma bu hicran mevsimi
Elemli rüzgârın sesinde aşkın şavkı vurdu yüreğime
Sen tanrıdan tek dileğim son nefesimdeki duamsın
Adını ‘’Lal-ü aşk’’ koyduğum son sığınamsın
SeYdUnA MüZiK Evİ (İZMİR)
26/2/2008 - GÖZLERİNİN ESİRİYİM EL İNSAF EYLE
GÖZLERİNİN ESİRİYİM
EL İNSAF EYLE BİR BAK
Yollarına düştüm senin
Başıma bir buse tak
En amansız gecelerde
Kalırsan eğer yalnız
Üşümesin el ayağın
AL BENİ UGRUNA YAK
İNSANLARA TUHAF GELİR
BÖYLE BİR SEVDA NİYE
BEN OLUPTA BİLELER Kİ
SEVGİN İÇİMDE YÜCE
NÖBET TUTTUM BAŞ UCUNDA
AKREPLE YEL KOVANIN
ZAMAN DOLUP SENİ BANA
ALIP GETİRSİN DİYE
SENİ UZAKLARA
SENİ UZAKLARA SALDIM BENİMLE
GÜN BATIYOR GÜN ÜSTÜNE BUZ GİBİ
KARARIP DURUYOR NEREYE BAKSAM
AYRILIĞA DÜĞÜMLENMİŞ SÖZ GİBİ
BENİ YALNIZLIĞA BATIRDIN GİTTİN
TÜM GÜZELLİĞİMİ BİTİRDİN GİTTİN
TAŞ OLUP GÖĞSÜME OTURDUN GİTTİN
DÖRT YANIMDAN ESİYORSUN GÜZ GİBİ
ÇIKTIĞIM YOLLARIN UCUNDA YOKSUN
BÜTÜN KUŞLAR DÖNDÜ İÇİNDE YOKSUN
BİN YIL ERKEN İSE GECİNDE YOKSUN
ÖMRÜME DÜNYAYI BASTIN TUZ GİBİ
sen beni severken bir cocuğun sevgisiyle,ben baglanmişken o sıcacık bakışlarına dayanmak cok zor melegim sensiz geçen her dakikaya....
seni seviyorum geçen her anımı yok sayıyorum tekrar soylüyorum meleğim "sen bana tanrının armağanısın kutsalımsın"
NEFESİM'E
aşkın ne olduğunu sorsa biri bana belki tanımlayamam çünkü aşkı yaşadıkca öğrenirsin. zaman gerekir aşkı tanımlamaya.daha önceleri seversin bazen sevdiğini zannedersin onu sevdiğine belli bi süreden sonra karar verirsin evet seviyormuşum dersin. neden?? çünkü gördüğün insanlar ona benzer herkesde sende olan bişe ararsın. herşey onda bütünleşir...
seni bi çocuğun sevgisi gibi seviyorum içimdeki en çocuksu halimle seviyorum.. yalansız çıkarsız en temiz en saf duydularımla... bi çocuğun sabrı kadar sabırlı oluyorum seni beklerken onlar bilmez üzüntüyü kederi sabırlıdırlar. bekliyorum kavuşacağımız günü sabırla. karanlık gecelerim seninle aydınlığa ulaşacak.. bi çocuğun oyuncağı kadar değerlisin desem gülermisin bana. olsun gül. benim için bi çocuğun oyuncağı kadar değerlisin.bi çocuğu cezanlırmak istediğin zaman dövsen belki üzülmez belkide o an ağlar ama en değerli oyuncağını alsan verene kadar susmaz işde onu ozaman üzersin gerçekten...
içimdeki çocukla anlattım sana olan aşkımı....
--------------------------------------------------------------------------------
--------------------------------------------------------------------------------
--------------------------------------------------------------------------------
İsmin eksik olmadı, gece gündüz dudağımda Unutamam seni aramızda yollar olsa da UNUTAMAM ASLA.SENİ BE DENİZ GÖZLÜ MELEGİM ...
♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥
*MELEKVE*FARUK
.
29/4/2009 - seni özledimmmm
Kategori: resimli siirler , Aşk
--------------------------------------------------------------------------------
--------------------------------------------------------------------------------
--------------------------------------------------------------------------------
--------------------------------------------------------------------------------
--------------------------------------------------------------------------------
--------------------------------------------------------------------------------
Yorum (0) Yorum yaz! Bağlantı
26/4/2009 - sensiz olmazzz
Kategori: resimli siirler , Aşk
Yorum (0) Yorum yaz! Bağlantı
10/4/2009 - Ben seninLe ağLamak istiyoRum .. KELEBEĞİM
Kategori: resimli siirler , Aşk
Ben seninle ağlamak istiyorum
Öyle arkandan yana yakıla değil
Hüzünle, kahırla değil
Ben seninle ağlamak istiyorum
Öyle sensizliğe yanıp sabahlara kadar değil
Ben seninle ağlamak istiyorum
Omzunda ki değmeli yanaklarımdan
Birkaç tuzlu damla omuzlarına
Tadını hiç bilmediğim dudaklarını öperken
Ağlamak istiyorum ki hiç bilmediğim tadı
Değsin gözyaşlarımın, dudaklarına
Ve bir an gözlerini aç ki ben kaybolayım
Doğada olmayan mavilikteki gözlerinde
Ben seninle ağlamak istiyorum
Öyle bir ağla ki benle okyanusunda kaybolayım
Öyle sensizliğe, hayata değil
Benimle olduğun için
Bir gece sabaha kadar
Seninle ağlamak istiyorum
Öyle yanında falan değil
Gözlerinin okyanusuna bakarak
İçinde son kulacımı atana kadar
Ben seninle ağlamak istiyorum
Ama sen ayçiçeği gibisin
Gündüz güneş açınca oh..
Hep yanımdasın gündüzleri
Ama boynum bükülür her gece
Söz verdiğin saatte gidersin çünkü
Yorum (yok) Yorum yaz! Bağlantı
9/4/2009 - melegim
Kategori: resimli siirler , Aşk
sen beni severken bir cocuğun sevgisiyle,ben baglanmişken o sıcacık bakışlarına dayanmak cok zor melegim sensiz geçen her dakikaya....
seni seviyorum geçen her anımı yok sayıyorum tekrar soylüyorum meleğim "sen bana tanrının armağanısın kutsalımsın"
NEFESİM'E
aşkın ne olduğunu sorsa biri bana belki tanımlayamam çünkü aşkı yaşadıkca öğrenirsin. zaman gerekir aşkı tanımlamaya.daha önceleri seversin bazen sevdiğini zannedersin onu sevdiğine belli bi süreden sonra karar verirsin evet seviyormuşum dersin. neden?? çünkü gördüğün insanlar ona benzer herkesde sende olan bişe ararsın. herşey onda bütünleşir...
seni bi çocuğun sevgisi gibi seviyorum içimdeki en çocuksu halimle seviyorum.. yalansız çıkarsız en temiz en saf duydularımla... bi çocuğun sabrı kadar sabırlı oluyorum seni beklerken onlar bilmez üzüntüyü kederi sabırlıdırlar. bekliyorum kavuşacağımız günü sabırla. karanlık gecelerim seninle aydınlığa ulaşacak.. bi çocuğun oyuncağı kadar değerlisin desem gülermisin bana. olsun gül. benim için bi çocuğun oyuncağı kadar değerlisin.bi çocuğu cezanlırmak istediğin zaman dövsen belki üzülmez belkide o an ağlar ama en değerli oyuncağını alsan verene kadar susmaz işde onu ozaman üzersin gerçekten...
içimdeki çocukla anlattım sana olan aşkımı....
Ne sen farkındasın ne başkası !
Dün gece seni düşündüm, ağlamak istedim, kendime yediremedim !
Sonra dışarı çıkıp avazım çıktığı kadar bağırdım,
sana söyleyemediklerimi siyah geceye.
Geceye seni seviyorum dedim,
Sonra gecede senin gözlerini gördüm ve kaçtım !
Gözümü kapattım SEN, açtım yine SEN !
Ben daha önce hiç kimseyi böyle tapar gibi sevmedim,
hiç kimseye seni seviyorum demeyi istemedim.
Sen bir denizsin ben kum tanesi, sen beni aldın içine,
Sen hiç dertleştinmi yalnızlıkla?
Peki ya senin hiç sensizliğin oldumu?
Ya hiç güneşi beklerken,tutulduğuna şahit oldunmu?
Yarını beklerken,farkında olmadan saatin yarını gösterdiği oldumu?
Herşeyini feda ettiğin vurdumu seni usuldan hiç?
Birden etrafı izlerken gülen insanları fark ettiğinde,
Ne zamandır suratının asık olduğundan habersiz oldunmu?
Göz yaşlarını farkettirmemek için yağmuru bekleyip ağladınmı hiç?
Seni beklemiyorum artık..
Gülüşün var sadece aklımda ve gözlerin..
Sevgimi güneşe sardım sıcak kalması için..
Umudumu yağmura yatırdım,her damlada biraz daha büyümesi için..
Kötü ne varsa,üzerine bir avuç toprak attım yok olması için..
Seni sana bıraktım!! Herşeyden herkesten habersiz..
Elvedasız yok oluşum senden ..
Şimdi gülüceklerin başkasının olsun..
Gözlerinde... Teninde.. Kokunda..
Şimdi Dışından yalan da olsa gül..
İçin kan ağlamayı tat..
Şimdi Başkasına bana baktığın gibi Bak..
Utan.. Tenine başkası değsin..
Kokunu saklamaya çalış..ve yalancı bi tebessüm savur...
Durma Hadi Gül...
Gözlerin Kan çanağı oluncaya kadar Gül!!
Haykırırcasına Sus!!
Seni dilediğim gibi düşünebilirim artık
Tutar ellerini öpebilirim uzun uzun Kimseler ayıplamaz beni
Yokluğunda seni nasıl sevdigimi anlayamazlar
İşte gözlerin,işte dudakların Ve hayret ellerimle seni Hergün biraz daha güzelleştiriyorum
Bütün resimler sana benziyor hayret!
Bütün aynalarda sen varsın Nereye gitsem peşimden geliyorsun
Şimdi sigarasın dudaklarımda Biraz sonra beyaz bir kağıt
Ve akşam içtiğim bir kadeh içki olacaksın
Kimse yokluğunda bunca sevilmedi
Kimse yokluğunda ilahlaşmadı bu kadar saçların böyle daha güzel sen daha güzelsin
gelecek mutlu günlerin ışığında Herşey daha güzel
Ne varki ayrılıgın adı kötüye çıkmış Yoksa bin yıl daha ayrılıklar içinde sevmek...
Ama biliyorsun nihayet bende insanım Umutsuzluğa düştüğüm anlar oluyor
Hiç gelmeyeceksin sanıyorum
O zaman kurşun gibi bir korku saplanıyor kalbime katran gibi bir yalnızlıktır sarıyor içimi
Yalnızlıgımdan utanıyorum
Beni sevmesen ölürdüm Beni sevmesen bir çakıl taşıydım şimdi
Beni sevmesen bir duvar gibi sağırdım Kördüm bir ot kadar
Ölümden acıydım ölümden beterdim
BENİ SEVMESEN Dünyayı bütün insanlara zindan ederdim
Beni bunca saracak ne vardı Kanıma girecek.
gözbebeklerime oturacak Bir şarkı gibi kulaklarımdan eksilmeyecek
Ne vardı hiç karşıma çıkmasaydın
Bu kör olası gözler görmeseydi seni
Ne vardı güzelliğini hiç bilmeseydim Bir dua gibi bellemeseydim adını
Ne vardı bütün gece gözlerim tavana dikerek seni düşünmeseydim
Belki karşımda değilsin yanılıyorum Bu gözler senin gözlerin değil aldatıyorlar beni
Karanlığın gözleri olmalı bunlar,bana böylesine keder veren
Gülmeyi,yaşamayı haram eden bir karanlığın gözleri olmalı
Öyleyse sen hiçbir yerde yoksun sana hiç bir zaman yaklaşamayacağım
Yalan bu geçici sevinç,bu ışık Bu karanlıgın ortasında yanan alev gözler
Bu bir kadeh içki gibi aydınlık Ne dedimse inanma,seni değil kendimi aldatıyorum
Sen istedigin kadar varlığın ta kendisi ol Ölümsüzlüğün ta kendisi..
Ben günden güne yok olmaktayım
Bütün ışıkları kaldırıp attım bir yana Anlamıyormusun
Gökyüzü güneş olsa
SENSİZ KARANLIKTAYIM......
Merhaba kalbim, kızgınsın bana biliyorum, üzgünsün seni çok iyi anlıyorum,
seni kırıp geçirdim değil mi?
Farkındayım herşeyin, ağlıyorsun kırık halinle,
Özür dilerim seni incittiğim için.
Garip değilmi sana çektirdiklerim, şimdi bana sitem ediyorsun biliyorum
Özür dilerim kalbim seni böyle bir sevdaya kaptırdığım,
sana sahip çıkamadığım için.
Biliyorum seni başkalarına ulaştırmadan önce ben ulaşmalıydım sana,
bu kadar kırılmazdın değil mi o zaman.
Olan oldu ne yapalım diyorsun çünkü beni seviyorsun ama
bense seni bu hale soktuğum için üzülüyorum.
Biliyorum seni çok acıttım, sen anlayabiliyormusun beni.
Anlıyorsun biliyorum çünkü sen benim kalbimsin.
Söylesene suçlu kim?
Biliyorum sende cevap vermek istemiyorsun bu soruya,
zaten bende artık sormuyorum, biliyorum ki tek suçlu BEN.
BEN'den oldu herşey, ne olduysa sorumlusu BEN,
BEN ETTİM HERŞEYİ SANA BİLİYORUM KALBİM,
Şimdi seni bu kırgın halinle terkedermiyim sanıyorsun,
Korkma bundan sonra olmaz bir daha böylesi bir sevda.
Artık dostlarım var benim, dost olabildiklerim,
seni vermeden seni paylaşıyorum onlarla,
Ama sen hep benimlesin korkma, incitmeyeceğim seni bir daha,
Çünkü sokmayacağım seni böylesi sevdalara,
Merak etme konuşuruz artık uzun uzun seninle,
zamanımız çok olacak birbirimizle dertleşmeye.
Seni terk etmedim sende beni terketme sakın olur mu kalbim.
Anıları anlatırız birbirimize, bazen güzel anılarla güleriz bazense,
bazense ağlarız!
Kalbim tek birşey diyebiliyorum sana beni affet,
çünkü seni kırdım üzdüm, belki de seni ayaklar altına aldırdım.
Sen saf duygular beslemiştin ona, bende öyle ama!Ah benim yaralı yüreğim!
Yine canın acıdı değil mi? Nasıl acımaz ki? yine hatırladın onu....
seninle ne de çok dertlesirim degilmi??
Sakince dinlersin beni,bazende firtinaya tutulursun.
Kolay degil be kalbim benim tufanlarima tutulmak...
Ask olsun diyorum bazen kalbime! Ask olsun kalbim sana Ilahi Ask olsun!...
Beni bir tek sen anlıyorsun..
Artık seni dinlemek istiyorum yüreğim, artık senin sesini seçiyorum.
Artık seninle olmak istiyorum. Seni susturup, dışarıyı dinlediğim yeter diyorum.
Haksız mıyım yüreğim söyle bana?
Başkalarından önce seni dinleseydim şuan sen bu kadar yaralı olmazdın.
Ben seni dinlemeyi seçtim ama, çok geç yaptım değil mi bu tercihi?
ve senin artık sesin çıkmıyor, konuşacak mecalin yok ya da bana küssün.
Bazen varlığını tamamen unuttuğum anlar bile oldu yüreğim.
Haklısın seni çok yalnız bıraktım, aslında kendimi. Ama pişmanım.
Seni tamir etmek için uğraşıyorum, ne olur bana yardım et.
Yeniden dirilelim, yeniden dost olalım. Bundan sonra seni dinleyeceğim.
Çünkü sen hep benden yanasın biliyorum.
Bana yine doğruyu fısılda ne olur, yaralarını tamir edebilmek için ne yapmalıyım?
Bana söyle............
İşte ben sensiz geçen bir güne daha merhaba diyorum.
Tadı yok ki bir somun ekmeğin, suyun,
Soluduğum havanın,
Tadı bile yok ne şekerin ne tuzun.
Yok ki sevenim,
Ben çiçekleri bile sevemem korkarım dikenlerinden.
Ben aşık olmadım, belki oldum göründüm.
Yaşamımdaki aşkı,
İçemedim ki o duyguyu acımı tatlımı.
Sabır, sabır çektikçe ufalanır parçalanır yüreğim...
Beni bugün benimle bırakın acılarımla,
Tükenip giden umutlarımla.
Uğraşmayın benimle,
Acımayın boş çuvallar gibi atın.
Atın ne fark eder ki...
Vurun be vurun;
Birde siz vurun, ne yani vurulmadık yerim mi kaldı?
Korkmuyorum ölmekten,
Artık ölüm bile bana boş geliyor.
İşte ben bunları yaşıyorum.
İşte ben denizim.
Azgın dalgalara kapılmış bir gemi,
Yok ki yok gidecek hiç bir yeri.
Aşkım bu mısraları içimden geldiği gibi yazıyorum..
Biraz duygusal oldu ama bu gece şairliğim tuttu.
Ve ağlıyorum AĞLIYORUM..!
Seni bilmesem de görmesem de ne fark eder ki,
ben senin o tertemiz yüreğini seviyorum
Yüreğin kalkıp gitmek üzereydi limanımdan az önce, durdu…
Geri dönüp baktı, öylece…
Öylece… Beklediği neydi anlayamadım.
Onca yaşananlardan sonra nasıl demir almış gemisini hala tutmasını isterdim limanımda,
nasıl gözlerimin içine bakıp bana yalanlar söylerken gitme derdim sevgiliye,
nasıl kalbime bakmasını isterdim gerçeklerle…
Oysa yalan olmuştu her şey, aşk yalanların üstünde
yaşanan dramatik bir tiyatro oyuna dönüşmüştü, sonu acı olan…
Ve yalanlarla son bulan…
Acı devam ediyordu yüreğimde ama güçlü kılıyordu beni,
acı beni büyütüyordu yalanlarla son bulan oyunlardan sonra bile…
Akşamları karanlık çöktüğünde yüreğime o buz gibi rüzgâr alıp bedenimi götürürdü,
o uçsuz bucaksız satırlarda kaybederdim benliğimi…
Acı hala benliğimle dans ediyor…
Acı hala benimle dalga geçiyor…
Benliğime hiç bilmediğim sahneleri yaşatıyor, acı…
Acı güvenimi azaltıyor…
Yalanlar acı çektiriyor…
Güven, benim için rüzgârda kopmaya hazırlanmış yapraklar gibiydi içimde,
hafif bir rüzgâr esse üzülürdüm, kalbim kırılırdı…
Yavaş yavaş rüzgâr şiddetini arttırdıkça ağlamaya başlardım…
Daha da şiddetlendikçe kaybolup giderdi benliğim o rüzgârda yapraklarla birlikte,
güvenle birlikte…
Sende alıp gittin güvenini benden, önce hafif bir esinti geldi,
ama yavaş yavaş büyüyen bir fırtınaymış bu, anlayamadık…
Yapraklarımızı güçlendirmemiz gerektiğini göremedik o fırtına da,
alıp gitmeliydik aşkımızı, bambaşka bir toprağa, yepyeni tohumlar eklemeliydik…
Güven, benim için bu kadar önemli ve bu kadar kolay koparken içimden, neden?
Neden aşk tohumlarımızı ekerken yüreğimize, özenle beslemedin güveni?
Neden? Neden alıp gitmedin beni?
Herkes yaşamak isteyecek böyle büyük bir aşkı ararken,
herkes başka şeylere taparak mutlu olurken,
ben sana taptım, ben seni büyüttüm kendimden çok benliğimin içinde…
Ben seni sevdim neye ait olduğuna dair bir istek olmadan,
ben seni sevdim rüyalarda buluşmanın verdiği o inanılmaz rahatlıkla,
ben seni sevdim dünyayı yaşanılası bir yer olduğuna beni inandırdığında, ben seni sevdim…
Ben sana güvendim, seni aşk tohumlarımızı büyütmen için kalbime soktum,
ben seni kalbimin bahçıvanı yaptım…
Bahçıvanım oldun kalbimin çünkü sana güvendim,
hiç korkmadan verdim gözlerine kalbimi,
kalbimdeki o durmayan yarayı görüp de dindirmen için, hayatımı hayatın yapman için…
Ben sana güvendim…
Gitmelisin artık limanımdan, öyle bakma ne olur, git…
Baktıkça canım acıyor,
acı çektikçe seni daha çok istiyorum, seni istedikçe daha çok batıyorum…
Git, yüreğin o çocuksu gözlerle bana bakarak
yalanlar söylerken düşünecektin gitmenin kolay olamayacağını…
Terk et artık benliğimi, hani ben seni mutsuz ediyordum ya,
hani alıp başını dinlemek istediğinde ben sana izin vermiyordum ya,
hani zamandan bahsediyordun ya, işte tam vakti…
Tüm zamanlar sana ait ama ben değil.
Şimdi git, nereye ait olduğunu gittikten sonra anlayacaksın, biliyorum…
Ama sana söylemem neyi değiştirir ki artık,
sen bana yalanlar söylerken…
Sen acı çektiğime bile inanmazken…
Sen…
Senin varlığınla beni hayata döndüren kalbin şimdi canımı acıtma oyunları oynuyor.
İçimde kanayan yarayı durduran sen, benim şimdi ki yaram oluyor…
Yaralarım kapanmayacak çünkü ne ben varım bu dünyada artık, ne de senin varlığın…
Artık yokum ben, yokum…
Yorum (yok) Yorum yaz! Bağlantı
9/4/2009 - ayrılamamki severken
Kategori: resimli siirler , Aşk
Can damarimdan ayrildim
Kapiyi carptim arkama bakmadim
Gururumdan gecemedim
Onu birkez dinlemedim
Tanrim bana sen yardim et
Anlamadimki ne oldu
karar verdim cok erkenden
Nasibimi aldim simdi
Ayrilamamki severken
Yüreyimin sesi bana
Hesap sorar gibi oldu
Bebeyim o günden beri
Kalbim cicek gibi soldu..
Öğrendimki...
Kimseyi sizi sevmeye zorlayamazsınız. Kendinizi sevilecek insan yapabilirsiniz, gerisini karşı tarafa bırakırsınız..
Öğrendim ki...
güveni geliştirmek yıllar alıyor, yıkmak ise bir dakika..!
Öğrendim ki...
Sen tepkilerini kontrol edemezsen, tepkilerin hayatını kontrol eder..
Öğrendim ki...
Bütün sevdiklerinle iyi ayrılman gerek, hangisi son görüşme olacak bilemiyorsun..
Öğrendim ki...
Affetmeyi öğrenmek deneyerek oluyor.
Öğrendim ki...
Bazı insanlar sizi çok seviyor ama bunu nasıl göstereceklerini bilmiyor.
Öğrendim ki...
Ne kadar ilgi gösterirseniz gösterin, bazıları hiç karşılık vermiyor.
Öğrendim ki...
Düştüğün anda seni tekmeleyeceğini düşündüklerinden bazıları seni kaldırmak için el uzatır..
Öğrendim ki...
İki insan aynı şeylere bakıp tamamen ayrı şeyler görebilir.
Öğrendim ki...
Her şartda kendisiyle dürüst kalanlar daha uzun yol yürüyor..
Öğrendim ki...
Hiç tanımadığın insanlar 2 saat içinde hayatını değiştirebilir.
Öğrendim ki...
Karşındakini kırmamak ve inançlarını savunmak arasında çizginin nereden geçtiğini bulmak çok zor.
Öğrendim ki...
Gerçek arkadaşlar arasına mesafeler girmez. Gerçek aşklarında!
Öğrendim ki...
Tecrübenin kaç yaş günü partisi yaşadığınızla değil, ne tür deneyimler yaşadıgınızla alakası var.
Öğrendim ki...
Bazen insanın karşısındakini affetmesi veya karşısındakinin onu affetmesi yetmiyor, insanın kendisine de affedebilmesi gerekiyor.
Öğrendim ki...
YÜREĞİNİZ NE KADAR KAN AĞLARSA AĞLASIN DÜNYA SİZİN İÇİN DÖNMESİNİ DURDURMUYOR!!
Öğrendim ki...
Şartlar ve olaylar, kim olduğumuzu etkilemiş olabilir. Ama ne olduğumuzdan kendimiz sorumluyuz.
Öğrendim ki...
SEVGİYİ ÇABUK KAYBEDİYORSUN, PİŞMANLIĞIN UZUN YILLAR SÜRÜYOR.. !!!! .
Öğrendimki...
Kimseyi sizi sevmeye zorlayamazsınız. Kendinizi sevilecek insan yapabilirsiniz, gerisini karşı tarafa bırakırsınız..
Öğrendim ki...
güveni geliştirmek yıllar alıyor, yıkmak ise bir dakika..!
Öğrendim ki...
Sen tepkilerini kontrol edemezsen, tepkilerin hayatını kontrol eder..
Öğrendim ki...
Bütün sevdiklerinle iyi ayrılman gerek, hangisi son görüşme olacak bilemiyorsun..
Öğrendim ki...
Affetmeyi öğrenmek deneyerek oluyor.
Öğrendim ki...
Bazı insanlar sizi çok seviyor ama bunu nasıl göstereceklerini bilmiyor.
Öğrendim ki...
Ne kadar ilgi gösterirseniz gösterin, bazıları hiç karşılık vermiyor.
Öğrendim ki...
Düştüğün anda seni tekmeleyeceğini düşündüklerinden bazıları seni kaldırmak için el uzatır..
Öğrendim ki...
İki insan aynı şeylere bakıp tamamen ayrı şeyler görebilir.
Öğrendim ki...
Her şartda kendisiyle dürüst kalanlar daha uzun yol yürüyor..
Öğrendim ki...
Hiç tanımadığın insanlar 2 saat içinde hayatını değiştirebilir.
Öğrendim ki...
Karşındakini kırmamak ve inançlarını savunmak arasında çizginin nereden geçtiğini bulmak çok zor.
Öğrendim ki...
Gerçek arkadaşlar arasına mesafeler girmez. Gerçek aşklarında!
Öğrendim ki...
Tecrübenin kaç yaş günü partisi yaşadığınızla değil, ne tür deneyimler yaşadıgınızla alakası var.
Öğrendim ki...
Bazen insanın karşısındakini affetmesi veya karşısındakinin onu affetmesi yetmiyor, insanın kendisine de affedebilmesi gerekiyor.
Öğrendim ki...
YÜREĞİNİZ NE KADAR KAN AĞLARSA AĞLASIN DÜNYA SİZİN İÇİN DÖNMESİNİ DURDURMUYOR!!
Öğrendim ki...
Şartlar ve olaylar, kim olduğumuzu etkilemiş olabilir. Ama ne olduğumuzdan kendimiz sorumluyuz.
Öğrendim ki...
SEVGİYİ ÇABUK KAYBEDİYORSUN, PİŞMANLIĞIN UZUN YILLAR SÜRÜYOR.. !!!!
Yüreğinin umudu olduğum anları
Yalnızlığını paylaştığım zamanları
Hatırla Ve sana çok yakışan tebessümün olsun yüzünde
Hoş ben senin gözlerinin nemlendiği anları seviyorum
O zaman ne kadar çok sevildiğimi anlıyorum
Beni güzel hatırla aşkım
Yanındayken ne kadar çabuk geçerdi zaman.
Ellerimi saçlarında hatırla
Kızgın değilim sana
Ben yaşamayı bilemedim
Suç bende Sevgiyi sende gördüm sevilmeyi sende.
Neler yapabileceğini, bir kadının yüreğini nasıl ortaya koyabileceğini.
Ağlarken gözlerinden nasıl sevda aktığını.
Yumuşaklığı İnsan kendini nasıl değerli hissedebilir sende gördüm
Sevgi yetmiyor ama can parem yetmiyor
Ne kadar çabalıyorsun ama olmuyor
Ben hayatına ağır gelmeye başladım.
Gitmem gerekiyor Sadece senden değil hayattan da gitmem gerekiyor
Beni güzel hatırla bir tanem.
Suskunluk olmasın yüreğinde
Alışırsın zamanla bensizliğe Hatta unutursun
Ama güzel hatırla aklına gelirsem
Dizlerimde uyumayı severdin
Karnına çekerek ayaklarını
Öyle hatırla mesela.
Güzelliğin için değil, çünkü ben seni hiç görmedim..
Ellerimi tutmanı değil, çünkü ben sana hiç dokunmadım...
Gözlerine bakmayı değil, çünkü ben onlara hiç dalmadım...
Ben senin beni sevmeni sevdim..
Yüreğinde bana yer vermeni
Benimle konuşurken, sesini nefesini sevdim
Ağladığımda uzaktan tesellilerini sevdim
Benim seni sevmemi sevdim...
Sessizlikte kalp atışlarını sevdim
Damarlarımda kan yerine dolaşmanı sevdim
Düşlerde benim olmanı, senin olmamı sevdim...
Gönülden sana bağlandığımı sevdim
Gündüz ışığım Gece karanlığım olmanı sevdim
Alınyazım,kaderim, Herşeyim olmanı sevdim
Gözyaşım, Kederim, Hüznüm olmanı sevdim
Tebessümlerimin, Gülmelerimin, Mutluluğumun sebebi olmanı sevdim
Söylediğin sözleri değil,Onları bana söylemeni sevdim....
Ben başlıbaşına seni SEN olduğun için sevdim...
Benliğini, Duygularını, Hislerini sevdim
Bu tarifsizliği, sevgime kelime bulamadığımı sevdim...
Aşk Yıldızmış Geceye
Gözlerinin karasına baktıkça
Gökte yıldız gibi dağılırım oraya buraya
Tam parlamaya başlarım ki yağmur tutar
Sorma nereye sığınır nerede sabah olurum
Sorma aşk ne Gözlerinin karasına baktıkça
Bir çocuk almış gibi sevinirim kucağıma
Usanmam bakmaktan o sonsuz pırıltılı nura
Sorma nerede öksüz kalır neyle teselli bulurum
Sorma sevdamı Korkarım kirpiklerimi kırpıştırmaya
Sanki kapanacakmış gibi hayatımın kapısı
O güçlü duyguyu yudum yudum içerken
Sorma neyle nasıl vurulur ne zaman ölürüm.....
Aşk gözlerine baktıkça Gökte yıdız gibi dağılmakmış geceye
Sana Seni Yaziyorum ...
Günesin baska iklimleri aydinlatmaya, baska gönülleri isitmaya gittigi su saatlerde, kâgidi, kalemi elime alip, seninle dertlesmek, yalnizca sana yazmak ve yalnizca seni özlemek geçiyor içimden. Sana yazmak. “Sana Seni Yazmak”.
Seni ve yüregimde anlam bulan duygulari. sana ait yüregimin derinliklerinden kopup gelen artçi soklari anlatmak. ve topragi alnindan öperken yagmur taneleri, tüm benligimle sana yagmak istiyorum.
Bu gece dudaklarimdan dökülen her kelimede sen varsin ve yine sen varsin, yarim kalan sevdamin eksik taraflarinda. bombos ve sessiz kaldirikmlarda yürürken seni haykiriyorum sensizligin inadina. bu sensizlik gecesinde sevdamin en ücrâ köselerine seni yaziyorum.
Bu gece gene yagmur yagiyor. Yagmur yagiyor gönlümün sensizlikle yanan her yerine. Yagsin, yagsin ki saklasin sensizligimde döktügüm gözyaslarimi. Ve yine saklasin sensiz geçen bombos hayati.
Bu gece gene yagmur yagiyor. sen yoksun oysa biliyorum ve üsüyorum sensiz kaldigim saatlerde. göz yaslarimi efkârima kattim bu gece. sevdami, umudumu ve seni kizgin bir sel gibi kalbime akittim.
Bu gece yagmurla birlikte göz yaslarim yagiyor ve ismini yaziyor sensizligin acisi ile kivranan kaldirimlara. süzülen her damlada sen vardin ve yine sen vardin gecenin en karanlik aninda. O, doya doya bakamadigim gözlerin, gözlerimin içine bir kez daha degseydi ve tebessümünden bir gül açsaydi yanaklarinda, yetmez miydi? Bir bakisin bir ömre degmez miydi, ey!
Ismini kazidigim kaldirimlara sanki sen yagiyorsun yagmurla birlikte ve sevgin yagiyor yüregime. yalniz ve bombos odamda sen varsin hâlâ. Hâlâ sensizligim duruyor yanibasimda.
Bu gece gözyaslarim yagiyor sensizligimle birlikte kaldirimlara. Seni ariyorum, erimekteyim. karanlik geceye inat ay bu aksam gökyüzünde.
gözlerinin esiriyim
el insaf eyle bir bak
yollarına düştüm senin
başıma bir buse tak
en amansız gecelerde
kalırsan eğer yalnız
üşümesin el ayağın
al beni uğruna yak
insanlara tuhaf gelir
böyle bir sevda niye
ben olup da bileler ki
sevgin içimde yüce
nöbet tuttum baş ucunda
akreple yelkovanın
zaman dolup seni bana
alıp getirsin diye
Yorum (yok) Yorum yaz! Bağlantı
8/4/2009 - bırakma ne elimi nede ....kendini
Kategori: resimli siirler , Aşk
Günlerdir ağladım yokluğunda
Bekledim bana geleceğin o günü
Senden uzak olsamda aldırmadım
Hep umutluydum, beklemeye yeminliydim
Düşünmedim sensizliği, yapamazdım zaten...
Sensiz asla olamazdım
Bir eksiklik vardı İçimde, gittiğinden beri
Dönseydin bitecekti, ya dönmeseydin...
İşte o zaman da ben bitecektim.
Eğer sen olmayacaksan bu dünyada
Bende olmayacam...
İstesem bile bunu yapamayacam
Sensiz asla olamayacam...
CEHENNEM GECELERİ
Ve cehennemden bir gece daha!
Utanır, utanır insanlığım bu çirkin karanlıktan
Nefret oyununda bir perde daha
Yorulur yorulur ruhumuz bu kızıl günahlardan
Kan ve ateş küfrediyor tüm masallara
Yas tutuyor melekler karanlığımıza
Ve nasırlaşmış yüreğinle sen aciz dünya
Dinle bu acının masalını!
Seyret o utanç tarlalarını!
Mahşer yağıyor gökten
Düşüyor düşüyor yıldızlar
yürüdüqüm kaLdırımLarda duRuyoRum aqLıyoRum...
we tek tek itiraf ediyoRum ciñayetLeRimi
LuzumSuz ßir
"KAN"
akıyor damarLarımdan
Her$ey ne kadar kırmızı we Ñe kadar añLamSIz
DokuñamıyoRum îÇîmdêkİ ceSetLere we qömdüqüm yerLeRiñi ßuLamıyOrum
Kin doLuyum
"KAN"
kuSuyoRum
KinimLe ya$ayıp NefRet'imLe ġLecekSin...
Sanki Umudun qökLeRinde Sıradan ßir intiharım!
Dün Senin iÇin ßir kuRßan keStim haLa ßiLekLerimdEn
"KAN"
Lar akIyoR! SenSizLiqe kEStim ßiLekLerimi kırmızıya ßoyadım KaranLıqı !
kuSSam kaÇ intihar Çıkar iÇimden?
keSSem kaÇ ayRıLık akar ßilekLerimden?
ßir yaLnızLıktı haykırı$ım hepiniz Saqırdınız?
iLikLerimde ki iLikLerime iLikLeyemedim Seni..!
ikiLemLeRimin SonSuz ßo$Luqunda qidip qeLiyoRdum...
ve Sen SatırLaRıma ß1r veßa qißi ßuLa$maya devam ediyOrdun
KaraÑLıklar'a sordum SéNii...!
Lanet olsun!!!
Duygularım darmadağın sevdam böyle yarım kaldı
Bir kitapsız,bir vicdansız beni bu hallare saldı
Sevme gönlüm,sevme artık buda sana bir ders olsun
Böyle bir aşk,böyle bir sevda olmaz olsun,olmaz olsun
lanet olsun,lanet olsun seni böyle sevdiğime
lanet olsun,lanet olsun seni gördüğüm o güne
lanet olsun,lanet olsun seni böyle sevdiğime
lanet olsun,lanet olsun böyle aşka sevgiye
Allah kahretsin kendi ellerimle kendi kendimi yaktım.
Istesem o günleri,istesem o yılları,
Istesem o gençliğimi verebilirmisin bana.
Veremezsinki....
Senin aşkına,senin sevdana,
Seninle tanıştığım o güne lanet olsun.
Hayatımı kararttın,dünyamı yıktın.
Senin sevdana,senin aşkına,
Seni tanıdığım o güne,Seni sevdiğim o güne lanet olsun,lanet olsun
Boşa geçen yıllarımın hesabını kim verecek,
Giden benden gitti artık birdaha dönmeyecek,
Sevme gönlüm sevme artık buda sana bir ders olsun,
Böyle bir aşk,böyle bir sevda olmaz olsun,
Olmaz olsun.
lanet olsun,lanet olsun seni böyle sevdiğime
lanet olsun,lanet olsun seni gördüğüm o güne
lanet olsun,lanet olsun seni böyle sevdiğime
lanet olsun,lanet olsun böyle aşka sevgiye
LANET OLSUN SANA, LANET OLSUN O GUZELLIGINE,
LANET OLSUN BANA, LANET OLSUN BENIM ZAVALLI KALBIME. LANET OLSUN!
NEFRET EDIYORUM SENDEN O YALANCI GOZLERINDEN,
O SEYTAN RUHLU GOZLERINDEN NEFRET EDIYORUM.
ZATEN O DEGILMI BENI BU HALLERE KOYAN O DEGILMI BENI EN DERINDEN YIKAN!
O DEGILMI SENDEN NEFRET ETTIREN.
SEVMEZ OLSAYDIM SENI O YALANCI GOZLERINI,
SEVMEZ OLSAYDIM SENI O IPEK SACLARINI TUTMAZ OLSAYDIM O PAMUK ELLERINI.
INANMASAYDIM O YALANCI GOZLERINE!
BU GECE RUYAMA GIOR GIZLICE. BENI SIMSIKI SAR,
OP KOKLA IYICE, SON KEZ ISYANLAR SAVUR KUFRET…
VE SONRA CEKGIT KAHROLASI HAYATIMDAN SINSICE.
BEN KI SENIN ICIN DUNYALARI YAKACAKTIM,
SEN TUTUP BENI YAKTIN.
NEFRETIMSIN!
ACIKCA NEFRET ETMEK,
ASIL DUSUNCESINI GIZLEMEKTEN DAHA ASIL BIR HAREKETTIR
INSANLAR,
YA KORKTUKLARI,
YAHUTDA GIPTA VE HASET ETTIKLERI SEYLERDEN
NEFRET EDERLER.
BIR GUN BENI ANIMSARSAN EGER,
ONCE BIR GULUMSE GULUCUKLE AN ADIMI,
BENI SEVEN BIR COCUKTU DE,
VE SONRA SENI NE COK SEVDIGIMI OGRENEMEMIS
OLMANIN ACISIYLA ESEF ET!
CIKARSINLAR SENI SATISA,
BIR LIRA VERENE LANET OLSUN!
O GUZEL SACLARIN BIR BIR DOKULSUN
HERKES NESE ICINDEYKEN SENIN BOYNUN BUKULSUN
MEZARIN YILANIN AKREBIN BOL OLDUGU YERE KAZILSIN,
ALLAH SENI YAKSIN BENI YAKTIGIN ICIN.
HATIRLASANA O ESKI YILLARI SENI NE COK SEVDIGIMI
OZAMAN ISTEMEZDIN CUNKU BASKASINI SEVERDIN
SIMDI NE OLDU YALVARIYORSUN DIZ COKUYORSUN
AMA BASKA KAPIYA SANA VERECEK
BIR ASKIM YOK EGER COK ISTERSEN NEFRETIM VAR…
SEN SIMDI KARA BIR KUSKUSUN!
KALABALIK SEHRIN YITIKLERINDE,
MAVI ELLERINI DE SIYAHA BOYUYORUM,
OYLECE KALIYORSUN KENDI CEHENNEMINDE!
Sevmiyorum sizi şiirler
Yazmasınıda, dinlemesinide
Acı veriyorsunuz içime
Damla, damla akıyorsunuz
Gecenin koyu renginde
Boğazımda kalan sigara dumanı
Senide sevmiyorum lanet olası
İrademi öldüren, ciğerimi çürüten
Zehrini boşalttığım sararmış kültablası
Odamda asılı duran lekeli ayna
Kırasım var senide
Sıktığım yumruğumla
Baktığımda gördüğüm ne ki
Sinir olduğum suratımdan başka
Her yeni güne seni unutmak için dua ederek başlıyorum..
Ve her günümü lanet ederek yatağımda kapatıyorum...
Her yeni güne seni unutmak için dua ederek başlıyorum..
Ve her günümü lanet ederek yatağımda kapatıyorum...
Lanet ediyorum...
Seni unutamadan beni yastığımla tekrar buluşturan güne,
seni özleyerek geçirdiğim düne,
bana bakarken göremediğim gülümseyen yüzünü hasretlememe lanet ediyorum...
Ve ne olursa olsun...
Seni tanıdığım güne lanet edemememe....
Lanetliyorum....
Seni hala deli gibi özlüyorum...Sinir oluyorum...
Hayatıma insanlar sokuyorum..
Sevebileceğim insanlar olmasına özen gösteriyorum..
Biliyorum seviliyorum..
Biliyorum özleniyorum..
Ama bu sefer iki kişilik yalnızlığımda yine durup durup sana yanıyorum..
İki kişilik yalnızlığımda ,nefessiz kalıyorum..
Ben sensiz boğuluyorum...Senden nefret ediyorummmmmm....
Bu sorunun cevabı bu değil oluyorum her seferinde,
bu bakışın karşılığı bu değil,
bu el böyle tutulmamalı ve bu telefon asla böyle açılmamalı..
Deliriyorum..
Biliyorum ,sonunda da delirtiyorum..
Senden sonra hiçbir gideni özlemiyorum.
Seni düşündüğüm yalnızlığımda mutlu olduğuma şaşırıp hatta,
bu sefer kendimi parça parça etmek istiyorum..
Ama...
Ne sana,ne kendime kıyamıyorum..
Her gördüğümde seni arıyorum,
her gördüğümde seni bulamıyorum,
parçana bile rastlamıyorum ve bana ne yaptığını kestiremiyorum..
Seni gördüğüm anda boğmak istiyorum...
Beni kendine alıştırıp sonra korkmana,
korkup kaçmana,
kaçarken arkana bile bakamamana...
Seni gördüğüm anda boğmak istiyorum...
Sevgine alıştırıp,
bakışına dokundurup,
omzunda uyuttuğun her huzurlu günden sonra,
tüm güvensizliklerini bana bırakıp yaşama çalışmanda..
Seni gördüğüm anda boğmak istiyorum....
Olmadığın bir şey missin gibi ortalıkta dolanırken,
kandırdığın herkesin ardında kendini kandıramamana,
kandırdığını sanmana,
mutsuz olmak için verdiğin çabanı mutluluğunu korumak için göstermemene....
Seni gördüğüm anda boğmak istiyorum sevgili...
Artık sana saygı duymadığımı kabullenmişliğimi sana,
yüzüne,gözlerine söylerken seni boğmak istiyorum...
Yaşadığın hayatta boğulmaktan beter olduğunu biliyorum belki,
seni kurtarmak istiyorum....
Ve seni görüyorum..
Yüzüne bile bakmıyorum..
Bakarsam o gözlerin,
beni ruhuna dolduracağına inanıyorum....
Bakarsam o gözlerin de beni özlediğini göreceğimi biliyorum..
Bakarsam o gözlere sadece bakarak kalamayacağımı kestiriyorum..
Baktığım anda sarılıp özlediğim kokunu burnuma doldurduğumda,
aylarca ayrılığın ardından sarıldığım anın büyüsüyle
tekrar sana teslim olacağımı sürekli içimden tekrarlıyorum..
Seni gördüğüm anda arkama bakmadan kaçıyorum..
Yüzüne bile bakmıyorum...Bakamıyorum..
Sen benim gecemdin..
Karanlık gecemde tek yoldaşım..
Sen benim günümdün..
Parlayan günümde tek tebessümüm..
Sen benim dünümdün...
Ağladığım her dünde saçımı okşayan sessiz...
Sen benim inancımdın hayata...
Yaptığın hatalarla,
bir erkeğe inancımı değil sadece,
tüm evrene inancımı yitirdiğim.....
Sen benim sevgimdin defalarca söylemekten üşenmediğim..
Sen benim her şeyimdin, sevgisi ölçülmezimle kıyas ettiğim..
Ve ben senden nefret ediyorum sevgili...
Sen yoluma çıkan son aşkmıydın
Öylece çaresiz bıraktın beni
Yoruldum beklemekten
Sen de beklermiydin beni
Seni beklediğim kadar
Söyle..
Gidince yarım kaldım
Kapadım kalbimin kapılarını
Açılmaz belki de ebediyen
Sen beni özlermisin
Seni sevdiğim kadar severmisin
Söyle..
aklıma gelmezdi ayrılacağım
bu aşkın sonunda ağlayacağım
düşündükçe seni çıldıracağım
boşuna sewmişim değmezmiş sana
en büyük hatayı sende yapmışım
o taş kalbinde ben aşk aramışım
demekki o kadar boşa yanmışım
boşuna sewmişim değmezmiş sana
iki yüzlüymüşsün farkedemedim
yalanmış sözlerin hissedemedim
ne yaptıysamsana kıymet bilmedin
boşuna sewmişim değmezmiş sana…
Bir masal anlattım kendime icinde sen olan
Yoklugun oyle acı verici oyle berbat ki ne sensiz bir gunum,
nede bir dakikam geciyor.
sensiz olmak gecenin yıldızları olmadan mehtabı seyretmek
her gunu gunessiz gormek gibi.
Gozlerinde ne kin ne nefret,
asıl olan sevgi aşk kudret.
Yetmedi mi bize bu kadar mı sevgimiz?
Ellerini tuttugumda o his
gozlerine her baktıgımda hissettiğim ve gordugum o ask
hepsi mi sahte!
Saramadık mı yaralarımızı soyle GULum saramadık mı?
Ellerim bir zamanlar ellerini tutar içime senin kokunu çekerdim.
Simdi bir elimde kadehim diger elimde sigaram
onumde resimlerin ve bos bir sayfa?
Her sayfası bos ve sararmakta yıpranmakta.
Bir zamanlar bu sayfalara askımızı yazardık
bir kalem bir kagıt yeterdi
gerisi her dusundugumde aklıma gelirdi.
Bir masal bir roman gibi içten ve yurekten yazardım
hem yazar hem okurdum satır satır sayfa sayfa.
Bitmezdi ki incitanem yazacaklarım hiç.
Oturup bir film gibi gozlerimin onunden gelip gitsin.
Hep yazmak yazdıkca okumak isterdim incitanem.
Her beyaz sayfa acısımda oyle ıstahlanırdım kı bir an once yazmak isterdim satır satır.
Arada sırada biraz durur once seni hayal ederdim oyle dinlenir oyle rahat ederdim.
Bir bardak sıcak çay icer her yudumunda seni dusunur tatlı bir gulumseme olusurdu yuzumde.
Yine sen gozumun onune gelır senın gamzelerıne dalar giderdim.
Saclarını oksar gibi yapıp bir elimle ellerini avucumda saklar sevgini yuregime kazımak isterdim.
O sırada ya biri gelirdi ya da telefonum calardı.
Biraz kızar biraz da heveslenirdim arayanın sen olmasını isterdim.
Bir hayal kurar gelecekte nasıl oluruz diye dusunurdum.
Dusundukce icim bir hos olurdu resmini cizmeye calısırdım ama bir turlu yapamazdım.
Ne seni cizebilecek parmaklarım vardı nede guzellıgını tasıyabilecek kagıdım vardı.
Bir resmini baş ucuma koydum hergece yatagıma uzandıgımda bir yandan sana bakar bir yandan seni düşlerdim.
Isterdim ki ruyalarıma gir hep beraber olalım.
Bazen dualarım kabul olurdu ve seni gorurdum uyandıgımda
hemen uyumayı kaldıgımız yerden devam etmeyi ve hep uyumayı isterdim biliyormusun?
Gun gelir her acı unutulur ya bendeki acı yı unutmak istemeyişimdir
belkide katlanmalarım belkide bekleyisimdir yarınım ve umutlarım...
ANLA
Ve gurur, kaybedenlerin, acizlerin maskesiymiş,
Sevgi dolu yüreklerin gururu olmazmış,
Yüreğimde sevgi bulduğumda anladım..
Ölürcesine isteyen, beklemez, sadece umut edermiş bir gün
affedilmeyi,
Beni affetmeni ölürcesine istediğimde anladım..
Sevgi emekmiş,
Emek ise vazgeçmeyecek kadar, ama özgür bırakacak kadar
sevmekmiş...
Kırgın Durduğuma Bakma
Kırgın durduğuma bakma,
aslında bende herşey aynı.
hüzünlere olan bu bağlılığım,
eskiden kalma.
hüzünler biraz daha sanki bana benziyor.
"hiç değişmeyeceksin"
diyor bir dostum.
bu söz,
tarifi imkansız bir mutluluk veriyor bana.
aslında yeni bir başlangıç için;
yaşım ve rüzgar müsait.
ama gerekli dermanı dizlerimde ve yüreğimde bulamıyorum.
yokuşları çıkarken yaşıma yakışmayan bir daralma oluyor nefesimde.
bu darlıkta neyi değiştirebilirim ki?
yaşım daha küçük yüreğimden.
ben aslında rüzgar olsam,
hep doğudan eserdim.
ben aslında,
hayatın sayfalarına ölüme dair dipnotlar hiç düşmedim.
ben aslında,
bir gün kapımın umuttan yana çalınacağına emindim.
ben aslında,
hayat ile hayali hep birbirine karıştırırdım.
ben aslında anladım,
yaralarıma uzanacak ellerin çok uzak olduğunu.
ben aslında anladım,
cami avlusuna terkedilen kundaklık bir çocuktan bir farkım olmadığını.
ben aslında anladım,
hayatımın hep yamalardan ibaret olduğunu.
ben aslında,
cürmüm kadar yer yakardım.
.....
'neyse'
deyip toparlanmalıydım artık.
dökülen cümlelerimi,
kırılan gençliğimi,
darmadağın olan hayatımı onarmalıydım
ve
yeniden kalkabilmeliydim düştüğüm yerden.
bu kadar hassas olmanın vakti değildi artık.
küçük yaralarımla uğraşarak kaybedecek vaktim yoktu.
zira hayatın tutunacak dalları vardı.
asılmalıydım ben de zayıf kollarımla hayata;
sabrı öğrenmeliydim.
sıkıca tutmalıydım bana uzanan elleri.
değişmem zor aslında.
acılar hep aynı çünkü. acılarım hep aynı...
yine de değişmeliyim,
ey rüzgarlı hüznüm.
ne tarafa eseceğin belli değil,
biliyorum.
biliyorum,
denizi özlemem de kar etmez.
kimbilir,
belki masal olsaydı yaşadıklarım,
bir umut olurdu hep kafdağı'nın ardında.
ama masal değil yaşadığım,
biliyorum.
belki de oturup ağlayarak başlamalıyım değişmeye...
oturup ağlamalıyım halime.
belki tebessümlerimin bereketsizliği de terkeder beni böylece,
kimbilir...
dönemem terk ettiğim hiçbir yere!!!
dolaşıp duruyorum sokaklarda,
dilimde o son duan.
ben kimseyi bu kadar sevmedim ki…
sonsuzluk gibi çıkıyordu bu sözcük içimden,
umutsuz bir yakarış gibi,
hiç bitmeyecek bir hasret gibi…
ben hiç kimseyi bu kadar sevmedim ki…
Gitmedim…Gidemedim…
Beni gitti biliyorsun sen…
Yanılıyorsun oysa,sadece bittim ben…
Bittim evet, ama gitmedim.
…gidemedim…
Yüzde hesaplarına vurduğunda yarımdan fazlası sen olmuşken,
denklem hesaplarına daldığında seni çözülmeyecek denklemlere hapsedip,
sonucunu ben yapmışken,
harflerin noktalarını seninle koyarken,
heceleri biz birleştirirken,
kolay mı sandın sen gitmeleri?
Gittim ben; haklısın…
Tüm harfleri ve sayıları sana bırakıp,
çıktım kapının eşiğine korkusuzca.
Yarınlarımı bıraktım sana,
yarımlarımı,
hatta belki çeyreklerimi bıraktım.
Ne kadar acıdır ki;
hayallerimi buruşturup atmanı seyrediyorum senden kilometrelerce uzakta.
Halbuki ne zorluklarla yeşertmiştim ben
o hayal,o hayat tomurcuklarını;
bilemedin,bilem ezdin,bilemeyeceksin…
Gençliğin en taze ruhuyla,
Olgun yaşın en kilitli dolaplarında,
kimseler bilmeden büyütüp tomurcuklanmalarına şahit olmuştum.
Sorgusuzca,sessizce paylaşıp seninle,teslim ettim ellerine beni…
”Pişman mısın ki?” diye sorma bana,
sadece gülerim..
Bir daha aynı beni bulacağımı bilsem,hiç düşünmeden gene özlerim seni..
Sadece acılarımı aldım çıkmadan önce sensizliğin yollarına..
Yaralanmalarımı…
Zedelenmeler imi..
Tükenmelerimi…
Hayatımızda ki ölümleri aldım
,acı,
ekşi kokan anılarımı…
Bilerek herşeyin en eskisini,
en sevimsiz,
en karanlık,
en kasvet verenlerini seçtim giderken.
Sana ne mi bıraktım?
En yeşilini bıraktım renklerin,
en yeni,
en dokunulmamışlarını başlangıçların…
Beni senden sonsuza kadar alıp,
seni canıma katıp gittim ben…
Seninle geçirdiğim bir tek saniyesine bile acımadığım,
acımayacağım
ama bir daha asla benzerini bile yaşayamayacağım yıllarımı sırtlayıp gittim ben.
İçim acıyor..
Ne gece biliyor,ne gündüz..’
‘Derdin ne be yürek?”
demeye cesaretim yok,
Kulaklarımda titrek bir mumun gölgesi gibi,
sessiz sesinden çıkan sevgi sözcükleri…
Unutulmuyor…
Unutulamıyor…
Başı sonuyla karışmış devrik cümleler yazılı bir defter var hayatımda..
Ne silgi siliyor,
ne kalem düzeltebiliyor yaşananları.
Ne kapanabiliyor,
ne de yeni bir sayfası açılıyor.
Bir güç var karşı koymayı beceremediğim hala seni bana taşıyan…
Uyku girdi mi beynime,
bakışın giriyor ya bedenime,
işte başlıyor kıyametin alametsiz sarsıntıları..
Dayanılmıyor..
Severken ayrılmak, meğer nekadar da zormuş...
dönüyorum
Düşselliğinden gerçekliğime,
kendime kendimle olan benliğime yeniden.
Yaşıyorum anlamsız bir hayatı
tüm gelgitlerimi geride bırakıyorum.
Anlamı yok artık geçmişimin ne geleceğimin,
bir yerinde tüketiyor beni katran karası geceleri bu hayatın.
Bu sevda yükünü artık taşıyamaz oluyorum, tükeniyorum...
anLıyorum
Sensizlik çaresizlik, çaresizlikte bir o kadar sensizlik aslında.
Sensizliğimden uzanıp uzun yolculuklara çıksamda, yine ve yeniden hep sana varıyorum...
bitiyorum
Seninle olan herşeyi teker teker yitiriyorum.
Avuçlarımdan önce ellerin çekiliyor usulca,
sonra ışıl ışıl ahenkli gözlerin uzaklaşıyor bakışlarımdan,
bana sırtını dönüyorsun, yüzünde o donuk ifadeyle.
başka bakışlara emanet öylece bırakıp gidiyorum gözlerini.
yaŞıyorum
Bu acıyı en gizli kapaklı yerlerimde,
kalbime saklıyorum sevgini.
Sen olan yanlarımı, içim acıyarak yaşamaya çalışıyorum...
biLiyorum
Sen yokken zor olacak bulunduğun şehrin havasını solumak.
Bir zamanlar senin olan bir yüreğimi yaşatmak tekrar aynı hevesle ve aynı tutkulu
Yorum (yok) Yorum yaz! Bağlantı
8/4/2009 - Gecenin Bilmem Kaçıncı Dilimi..
Kategori: resimli siirler , Aşk
Gecenin Bilmem Kaçıncı Dilimi..
Dışarıda İçine Çektiğinde Adeta Çiğerleri Donduracak Bir Soğuk..
Ve Ben Uykusu Kaçmış Kelimelerimi Bir Arada Tutmanın Teleşındayım..
Gece... İşil İşil Gökyüzü...Önce Her Yildiza Senin Adini Verdim...
Yetmedi... Hiçbiri Senin Görmediğim Gözlerin Gibi Değildi...
Ben Yalniz Senin Gözlerini Yildiz Bildim...
Herkes Altinda Sarhoş Olacaği Yildizlari Araken...
Ben Senin Görmediğim Gözlerinde Bitirdim İçki Kadehlerini...
Herşey Siyah-Beyazken...
Ben Mavi Bir Düşte Gizlendim...
Konuk Oldum Uykularina...
Gördüğüm Her Rüyanin İçindeydin...
Gördüğün Deniz Miydi...
Ben O Denizin Martisiydim...
Bir Ormanda Mi Yürüyordun...
En Ulu Ağaciydim...
Sonsuz Hasret Ateşiydim Ben Her Gece Kapinda Yanan...
Sen Bile Söndüremezdin Beni...
Çünkü... Hasretim Sen Varkende Dinmeyenindendi...
Kolaydi Sevmeler Ben İmkansizi Seçtim...
Ne Kadar Yakinsan O Kadar Uzaktin Bana...
Elimi Uzatsam Tutabilirdim Ama Bir O Kadar Da Ulaşilmazdin...
Kaçanlardan Değildim Ben...
Kaçamadim...
Ne Zaman Vazgeçmeye Kalksam...
Yüreğim O Kocaman Haliyle Dikildi Karşima...
Ben Yüreğimin Sesini Dinledim... Ve Yüreğim Aslinda Sendin...
Her Sözcüğe Denedim Seni Anlatmak İçin...
Her Sözcüğün Üzerinde Durup Bin Kere Düşündüm...
Ya Onlar Anlatamadi Seni Ya Sen Onlara Yetmedin...
Ben Ki Konuşmayi Bu Kadar Seven... Böylesine Laf Cambazi ...
Bir Tek Seni Tarif Edemedim...
Sözcükler Yetmedi Ya...
Renklere Sarildim Bende...
Bir Tek Mavi Anlatti Seni...
Maviye Yakişan Yalniz Sendin...
Ne Kendimi Sakladim Nede Sözlerimi... Duygularim İçtendi...
Seni Kendimi Sever Gibi Sevdim...
Tutkuyla Bağliydim Sana Ama Sevdam Senin Tutsağin Değildi...
Ben Özgürlüğüme Düşkündüm...
Ve Özgürlüğüm Sendin...
Dinle Ey Yar.........
Sana Bağimli Olmadan Büyüttüm
Ben Bu Sevdayi İçimde...
Sen Olsanda Büyümeye Devam Edecek Olmasanda...
Sevmişim Bir Kere Seni Kurtuluşun Yok...Seni Özlemeyi En Çok Ben Bilirim...
Hiç Yakinmadim Seni Özlemekten...
Üstelik... Kavuşmama İhtimali...
İşlenmemiş Bir Taş Gibi Önümde Dikilip Dururken...
Sana Dokunamamak Yüreğimi Böylesine Acitirken...Yinede Bil Ey Yar........
Bil Ki Yüreğimi Kanatan
Bu Aciya İnat Dokunmadan
Tenine Saatlerce Sevişebilirim Seninle.........
Seni Göremeyen Gözlere İnat,
Seni Hissedemeyen Ellere İnat,
Seni Bir Türlü Bana Getirmeyen Zamana İnat,
Seni Sevmekten Vazgeçmeyeceğim...
Ahh Yar
Ahh Hasretim
Sustum Çığlıklarımı Geceye Asıp
Sustum Avaz Avaz Yokluğuna.........
Ahh Yar
Ahh Güneşim
Koştum Adını Dilime Dolayıp
Koştum Düşe Kalka Varlığına .........
Yüreğimin Kalemiyle Yazıyorum Bu Paragrafı;
Gözlerini Yumarak Oku..
Biz Hep Yumduğumuz Gözlerle Görmedik mi Birbirimizi..
Biz Hep Gözlerimiz Kapalı Dokunmadık mı Birbirimize..
Biz Hep Gözlerimiz Kapalı Sevmedik mi Sevişmedik mi..
Seni Umutsuzca,
Beklentisizce,
Hayallerce Sevdim Uzağından...
Beklentisiz Beklentilerim Yine Kocaman...
Engel Tanımayan Nüksetmelerin......
Karşılıksız Sevdigim Gibi...
...Olmuyor Keçim ...
Olmuyor...
Sen Den Gidilmiyor...
...Zaman Yine Aldı Başını Geçip Gidiyor...
Tutmak Ne Mümkün...
...Son Bir İstek Dürtüp Duruyor Tüm Bastırmışlıklarımı...
...Sadece Benim Olacak Bir 24 Saat...
...İçinde Senin Olacağın...
Ve Her Saliyesine Kadar...
...Parçalanarak Tüketeceğim Bir 24 Saat...
...Hiç Konuşmadan...
..Gözlerimi Kapatıp...
...Sadece Varlığını Hissetmek İstediğim...
...Nefesini Duymak...
...Kokunu Almak İstediğim...
...Parmaklarımla Saçlarından Ayak Parmaklarına Kadar...
...Sana Sadece Dokunabileceğim...
...Şu Başı Belli Sonu Belirsiz Yaşamdan Çalınmış Bir 24 Saat...
...Son Dileğim...
...Yine "Ne Çok" Ve "İmkansızı" İstemekteyim...
Yorum (yok) Yorum yaz! Bağlantı
8/4/2009 - Yatağın Toprak Yastığın Toprak
Kategori: resimli siirler , Aşk
Gözlerini kapatma,
Yanımdan ayrılmanı istemiyorum.
Sana çok anlattım, korkuyorum.
Ben yattıktan sonra kim,
Işıkları kapatacak,
Kim uyandıracak,
Anne gitme, istemiyorum...
Ağlıyorum gören mi var?
Yaram var saran mı var?
Üşüyorum ısıtan mı var?
Anne senden başka,
Anneden başka,
Seven mi var?
Annem sesimi duyan mı var?
Bugün yanına geldim,
Hoş her gün yanındayım ya,
Sana sarıldım ağladım.
Sorularıma cevap aradım.
Anne bir işaret bile bulamadım.
Sen yoktun.
Yatağın toprak, yorganın toprak,
Anne böyle odamız var mıydı?
Anne toprağa ‘Annem nerede?
Bana onu göster’ dedim.
Seni bana vermedi.
Kazdım kazdım;
Seni bulamadım,
Sen yoktun.
Anne bugün senin yeni yatağında yedinci günün,
Toprak seni fazla üşütmez değil mi?
Yorganını getirdim, serdin üstüne değil mi?
Anne üşümeni istemiyorum,
Seni ölesiye seviyorum...
Yoruldum Sensiz
Gittiğin günden beri sordun mu beni
Tebessüme bile darıldım sensiz
Bıraktıktan sonra gördün mü beni
Gece yalnızlığa sarıldım sensiz
Ben ki gönüller de uçan kuştum
Ben yıllarca yar senin için koştum
Aşkınla şevkle dolup dolup taştım
İçki ile meye kırıldım sensiz
Tabip doktor şu yaramı saramaz
Vefalı olan yar kusur aramaz
Şu divane gönlüm nasıl yaramaz
Gittin gideli çok duruldum sensiz
Anlamsız geliyor artık bu hayat
Şimdiki sevgilerde bence bayat
Ölüm belki de sana a rahat
Böyle yaşamaktan yoruldum sensiz
Yorum (yok) Yorum yaz! Bağlantı
8/4/2009 - *AşK*ın her hali
Kategori: resimli siirler , Aşk
Öldürecektim seni bende;
kendimde o gücü bulabilseydim eğer...
Sindiremeyecektim senden kalanları benden uzak mezarlara koymaya!!
Diyar diyar dolaşıp yine içime gömecektim seni en sonunda...
”Ben demiştim” diyenlere,
üzüntümü belli etmemek için kuşandığım,
mekanik tebessümlerimin ardındaki yaşlarla sulayacaktım
taze mezar toprağına ektiğim çiçekleri...
Ama ben seni içimde öldürmeye kıyamadım....
Başarabilseydim incitecektim seni,
incinmişliğimin verdiği cahil cesaretle..
Ne var ne yok sayıp dökecektim karşına geçip..
Kendimi hayrete düşürürcesine birer tokat gibi vuracaktım
hiç kullanmadığım o ağır lafları..
Kıracaktım seni bin bir parçaya ayırana kadar..
Duvardan duvara fırlatacaktım sevgi diye
önüme sunduğun hastalıklı duygularını.....
Ama ben seni incitmeye de kıyamadım....
Elimden gelseydi unutacaktım seni..
Gözlerimden silecektim hayalini ve dilimden adını.
Duman duman atacaktım seni bu şehirdeki tüm bacalardan;
ama soluduğum havaya karışıp yine dolacaktın ciğerlerime.
Onlarca damla döküp göz pınarlarımdan akıtacaktım seni sevgimin atığı diye;
ama ıslaklığın kalacaktı elmacık kemiklerimde..
Bu kez de tenimin tuzuna karışacaktın..
“Sözümü tutacağım,
adını anmayacağım”nağmelerini dinleyip
neyi unutacağımı unutacaktım seni unutayım derken..
Zaten ben seni unutmaya da kıyamadım......
Ne kadar çabuk geldi ayrılık...
Oysa daha yeni başlamıştık birbirimize ayak uydurmaya,
daha doğrusu ayak uyduramamaya..
Nedensizliklerin iç çekişlerini dinlerken vedalar bozdu suskunluğumuzu..
Bana mıydı kızgınlığın yoksa kendine mi anlamadım...
Kaçar gibi veda ettin...
Oysa ben seni sevmelere doyamadım!!!
Öldürecektim seni..
incitecektim seni..
unutacaktım seni...
ama lanet olsun!!! kı-ya-ma-dım.
Oysa ben seni sevmelere doyamadım!!!
Kolaydi Sevmeler Ben İmkansizi Seçtim...
Ne Kadar Yakinsan O Kadar Uzaktin Bana...
Elimi Uzatsam Tutabilirdim
Ama Bir O Kadar Da Ulaşilmazdin...
Kaçanlardan Değildim Ben...
Kaçamadim...
Ne Zaman Vazgeçmeye Kalksam...
Yüreğim O Kocaman Haliyle Dikildi Karşima...
Ben Yüreğimin Sesini Dinledim...
Ve Yüreğim Aslinda Sendin...
Her Sözcüğe Denedim Seni Anlatmak İçin...
Her Sözcüğün Üzerinde Durup Bin Kere Düşündüm...
Ya Onlar Anlatamadi Seni Ya Sen Onlara Yetmedin...
Ben Ki Konuşmayi Bu Kadar Seven...
Böylesine Laf Cambazi ...
Bir Tek Seni Tarif Edemedim...
Sözcükler Yetmedi Ya...
Renklere Sarildim Bende...
Bir Tek Mavi Anlatti Seni...
Maviye Yakişan Yalniz Sendin...
Ne Kendimi Sakladim Nede Sözlerimi...
Duygularim İçtendi...
Seni Kendimi Sever Gibi Sevdim...
Tutkuyla Bağliydim Sana Ama Sevdam Senin Tutsağin Değildi...
Ben Özgürlüğüme Düşkündüm...
Ve Özgürlüğüm Sendin...
Dinle Ey Yar.........
Sana Bağimli Olmadan Büyüttüm
Ben Bu Sevdayi İçimde...
Sen Olsanda Büyümeye Devam Edecek Olmasanda...
Sevmişim Bir Kere Seni Kurtuluşun Yok...
Seni Özlemeyi En Çok Ben Bilirim...
Hiç Yakinmadim Seni Özlemekten...
Üstelik...
Kavuşmama İhtimali...
İşlenmemiş Bir Taş Gibi Önümde Dikilip Dururken...
Sana Dokunamamak Yüreğimi Böylesine Acitirken...
Yinede Bil Ey Yar........
Seni Göremeyen Gözlere İnat,
Seni Hissedemeyen Ellere İnat,
Seni Bir Türlü Bana Getirmeyen Zamana İnat,
Seni Sevmekten Vazgeçmeyeceğim...
Ahh Yar
Ahh Hasretim
Sustum Çığlıklarımı Geceye Asıp
Sustum Avaz Avaz Yokluğuna.........
Ahh Yar
Ahh Güneşim
Koştum Adını Dilime Dolayıp
Koştum Düşe Kalka Varlığına .........
Yüreğimin Kalemiyle Yazıyorum Bu Paragrafı;
Gözlerini Yumarak Oku..
Biz Hep Yumduğumuz Gözlerle Görmedik mi Birbirimizi..
Bir Hep Gözlerimiz Kapalı Dokunmadık mı Birbirimize..
Bir Hep Gözlerimiz Kapalı Sevmedik mi Sevişmedik mi..
Seni Umutsuzca, Beklentisizce, Hayallerce Sevdim Uzağından...
...Beklentisiz Beklentilerim Yine Kocaman...
...Engel Tanımayan Nüksetmelerin......Karşılıksız Sevdigim Gibi...
...Olmuyor Keçim ...Olmuyor... Sen Den Gidilmiyor...
...Zaman Yine Aldı Başını Geçip Gidiyor...Tutmak Ne Mümkün...
...Son Bir İstek Dürtüp Duruyor Tüm Bastırmışlıklarımı...
...Sadece Benim Olacak Bir 24 Saat...
...İçinde Senin Olacağın...Ve Her Saliyesine Kadar...
...Parçalanarak Tüketeceğim Bir 24 Saat...
...Hiç Konuşmadan...
...Gözlerimi Kapatıp...
...Sadece Varlığını Hissetmek İstediğim...
...Nefesini Duymak...
...Kokunu Almak İstediğim...
...Parmaklarımla Saçlarından Ayak Parmaklarına Kadar...
...Sana Sadece Dokunabileceğim...
...Şu Başı Belli Sonu Belirsiz Yaşamdan Çalınmış Bir 24 Saat...
...Son Dileğim...
...Yine "Ne Çok" Ve "İmkansızı" İstemekteyim.
Yorum (yok) Yorum yaz! Bağlantı
8/4/2009 - aşkta yarin yoktur be gülüm
Kategori: resimli siirler , Aşk
Aşk bu dünyanın ölçüleriyle açıklanamaz sevgili.
O ilkel bir acıdır, yaban bir ağrıdır.
Gelir ve içimizdeki o çok eski bir şeye dokunur.
Sonra bir perde açılır ve yolculuk başlar.
Bu yolculukta artık para, tarifeler, beklentiler, randevular, taksitler, iş,
anneler ve korkular yoktur.
Aşkın kendi gerçekliği vardır sevgili.
İnsan bir başka ışığa teslim olur...
Aşkta yarın yoktur sevgili. Zaman ileri doğru değil,
içeri, yüreklere, derinlere doğru işlemeye başlar, bilgeleşir.
Hiç bilmediği sezgileriyle buluşur. Yükü çok ağırdır, kendiyle buluşmuştur.
Hem dışındadır dünyanın, hem de ortasında.
Aşkın kültürlü olmakla, bilgili olmakla da ilgisi yoktur sevgili,
kanımıza karışan ilkel acı, o yaban ağrıyla hiçbir kitabın yazmadığı
hakikatlere daha yakınızdır, inan...
Kim demişti hatırlamıyorum, aşk varlığın değil, yokluğun acısıdır diye.
Belki de bu yüzden ilk gençliğimde, o yoğun aşık olduğum yıllarda,
gözüme uyku girmez, dudağımda bir ıslıkla bütün gece şehri,
o karanlık, o hüzünlü sokakları dolaşır, insanları uykularından uyandırmak isterdim.
Uyanıp, içimde derin bir sızıyla uyanan o derin sancının acısına ortak olsunlar diye...
Aşk çok eski bir şeydir sevgili.
Onun içinden o çileli çocukluğumuz geçer.
Sevdiğimiz insanların çocuklukları da...
Oradan üvey anneler, eksik babalar, parasız yatılılar geçer.
Ve sonra aşk bütün bunları alır, daha da eskilere gider,
hep o ilkel acıya, o yaban ağrıya...
İnsan bazen nedensiz yere umutsuzluğa kapılır.
Kimselere veremez sevgisini, kimselere kendini anlatamaz, evlere kapanır...
Bazen denizler, kıyılar çeker insanı.
İnsan bu kapılmayı anlayamaz, oysa çok eski bir yerde
yaşanmasından korkulup vazgeçilmez aşkların sızısıdır bu.
Bu sızı, bu yenilgi mevsimlerle yıllarla devredilir başka insanlara...
Bir insanın yaptığı bir hatanın tüm insanlara yayılması gibi...
İşte şimdi biz de sevgili, ya olmadık zamanlarda
umutsuzluğa kapılıp, soluğu evlerde alacağız, ya da denizler,
kıyılar çekecek bizi. Nasıl biz başkalarının
korkaklığını taşıyorsak, başkaları da bizim korkaklığımızı taşıyacak,
yenilgimizi, umutsuzluğumuzu...
Birazdan sabah olacak...
Para, tarifeler,beklentiler,randevular, taksitler, iş,
anneler ve korkular başlayacak...
Bunlar varsa ve bizim için geçerliyse aşk yoktur ve
hiç olmamıştır sevgili. Birbirimizi kandırmayalım...
Hadi güne hazırlan. Yaşadıklarımızı unutmaya çalış.
Aşk bize güvenip verdiği büyüsünü, sırlarını,
cesaretini, bilgeliğini ve o ilkel, o yaban ağrısını geri
alacak. Bunlar olurken içimiz bir an çok üşüyecek, sonra geçecek...
Hadi, oyalanma birazdan yarın olacak...
Aşkta yarın yoktur sevgili
Yorum (yok) Yorum yaz! Bağlantı
             |
Bugün 23494 ziyaretçikişi burdaydı! |
|
|
|
|
|