RADYO DİNLE
Facebook'ta Paylaş
Popiler Radyolar
Kral fm dinle
Radyo Viva dinle
Show Radyo dinle
Alem fm dinle
Süper fm dinle
Power türk dinle
Burç fm dinle
Radyo Fenomen dinle
Web Radyolar
Kardelen fm dinle
Damar fm dinle
MaviBoncuk fm dinle
Radyo KoçHisar dinle
yapımda
yapımda
Siteniz için gifler
Dj Gifleri
Canlıyayın gifleri 1
Canlıyayın gifleri 2
yapımda
yapımda
yapımda
damar fm dinle
Dinlemekte Olduğunuz DamarFm "Jilet Gibi Radyo" Sloganiyla 21.05.2002 Tarihinde Yayın Hayatına Başlamış, Almanya'da GEMA'ya Bağlı Lisanslı ve Resmi Bir Radyo Olup, Yayın Hayatını 8 Yıldır Aralıksız Olarak İnternet Üzerinden Sürdürmektedir.
DamarFm "Jilet Gibi Radyo
Genel Yayın içeriği: Damar
Tarih: 21:46, 4/20/2010 Yorum yaz
<- Son Sayfa Sonraki Sayfa ->
Klicken Sie auf Speichern um die Anpassungen zu speichern, bevor Sie Titel und Slogan bearbeiten. Blog
28 Mai
...
ONLİNE STATUS
KAÇ DAKKADIR BURDASIN BAKALIM
SAYFAMI ZİYARET EDENLERİN SAYISI
SEVGİLİ ARKDAŞLAR ÜSTTEKİ Guest book'e TIKLAYARAK BANA NOT BIRAKABİLİRSİNİZ
SAYGILARIMLA...
ηє zαмαη вιя şιιя σкυηѕα αкℓıм∂αѕıη
ηє zαмαη вιя тєℓєƒση çαℓѕα кαяşıм∂αѕıη
ѕєη тαηяıмıη єη güzєℓ αямαğαηı
ѕєη нαуαтıмıη єη gєяçєк уαℓαηı
ѕєη вüтüη нυуℓαяıмı єzвєяє вιℓєη
ѕєη göz уαşℓαяıмı єη ιуι ѕιℓєη
ѕєη ∂üηуα∂α єη güzєℓ güℓєη кα∂ıη
Sesini duyduğunuz anda avuçlarınız terlemeye kalbiniz deli gibi çarpmaya başlıyorsa...
Bu aşk değil HOŞLANMAKTIR Ellerinizi ondan çekemiyor sürekli dokunmak sarılmak istiyorsanız .. Bu aşk değil ARZULAMAKTIR Yanınızda bir tek o olduğu için onu istiyorsanız.... Bu aşk değil YALNIZLIKTIR Herkes onunla olmanızı beklediği için onunlaysanız...
Bu aşk değil SADAKATTİR Size sıcak , yakın davrandığı için onunlaysanız...
Bu aşk değil KENDİNE GÜVENSİZLİKTİR Üzülmesini istemediğiniz için onunlaysanız...
Bu aşk değil ACIMAKTIR Ona değer verdiğiniz için hatalarını hoş görüyorsanız..
Bu aşk değil ARKADAŞLIKTIR Bütün gün ondan başka hiçbir şey düşünmediğinizi söylüyorsanız..
Bu aşk değil KOCA BİR YALANDIR Onun iyiliği için kendinizden çok şey feda edebiliyorsanız... Bu aşk değil YARDIMSEVERLİKTİR O üzgünken sizin de kalbiniz acıyorsa ...
İşte bu AŞKTIR Tarif edemediğiniz bir çekim yüzünden ondan bir tür lü kopamadığınızı düşünüyorsanız.. İşte bu AŞKTIR O herkese güçlü görünmesine rağmen içindeki zayıflığı hissedebiliyorsanız.. İşte bu AŞKTIR Başkalarını da çekici bulmanıza rağmen hiç pişmanlık duymadan onunla kalmaya devam edebiliyorsanız.. İşte bu AŞKTIR..!!!
Sevdiğinize Bir gül verin Gül vermez iseniz Gülüverin...
Saklarmısın gözbebeklerinin mahzeninde mahşere kadar beni?
Usulca damlarmısın yüreğime ve sonsuza dek vazgeçilmezim olurmusun?
Kalbinde bir köşeye atarmısın beni?
******************************************************************
Seni düşünür seni özlerim Sevgilerin özlemlerin derinliğinde.
Ne olur kır şeytanın bacağını birkez beni hatırla
Bir sonbahar serinliğinde..
Aynaya bakınca kendimi değil kocaman bir yürek.
Ve o yürekte ondan da büyük bir sen gördüm.
Yağmur vuruyorsa pencerene,Anla ki o zaman ben ağlıyorum.
Yağmur pencerene vururken,Benim gözyaşlarım da kalbime vuruyor;
Tıpkı yağmur gibi..
Bana kalsa gökyüzündeki tüm yıldızlar yerine bütün insanlara.
Senin gözlerinde ışlıdayan bir çift yıldızı gönderirdim.
Ya durgun olmalı deniz;ya durmalı ya da kudurmalı,
Sonuna kadar saplanamayacksa hançer kınıda durmalı,
Seven ölene dek sevilmeyecekse baştan unutulmalı.
Sen en büyük sevgiyi hakedecek kadar mükemmel,
Herkesin sevmeyi haketmeyeceği kadar özelsin.
Sen dünyaya sürgün bir meleksin.Ve ben seni o kadar çok seveceğimki.
Bir daha cennetine dönemeyeceksin....
Aşk Çiçeği
Bir gün tutar bir caneriği çiçeğini sunar bahara.
Bür tutam serinlik, bir yürekte buğulanan sıcaklık.
Ve konar gözlere bir öpücük gibi kuşların bahar sevinci.
Okşar bir annenin parmakları gibi usulca saçlarımızı seher yeli.
Bir tutam gün ışığı dolar içimize, bir tutam sevinç çığlığı.
Ne zaman bahar gelse sevinci yaşar kırlar,
dağlar, ovalar, denizler, dağlı çocuklar umudu kucaklar
bir yanımızda; bir yanımız da kuşlar, ağaçlar, çiçekler,
kelebekler, cerenler sevinci yaşar. Aydınlık gelir dört
bir tarafa, gürül gürül akar dereler. Bir dağ pınarı gibi
hayat kaynar kanımızda, yüreğimizde tomurcuk tomurcuk
aşk fışkırır. Alıp götürür duygularımızı dağların ötesine
serin serin esen rüzgarlar...
Bu dağların sevda türküsüsün sen, denizlerin mavisi, bulutların
beyazı. Ne zaman bahar gelse, yağmur yağmur çiçek açar sesin
gökyüzünde. Ben sonbaharın yorgun, yanık türküsüyüm oysa,
sarıya çalar rengim, rüzgarlar estikçe savurur yapraklarımı
uzak diyarlara. Sen gülüşünde baharın ilk sevincini, gözlerinde
göğün uçuk mavisini taşıyorsun. Yaşamak bir su gibi berrak
yüzünün aydınlığında, bir köy türküsü gibi hilesiz ve içli.
Ben seni ozanca sevdim türkübakışlım, sular gibi temiz, bir rüzgar
gülü gibi hilesiz. Mehtabın güzelliği, yıldızların ışıltısısın sen karlı
dağlarda, rüzğarların soluğu, güneşin dostluğusun. Umut,
aşk ve alın terisin akalınlarda. Toprağa ekilen tohum,
bahara söylenen türküdür dilin. Ceylan gözlerin sevinci,
dudakların ıslığısın türkülü ırmaklarda.
Acılar içinde de olsa yaşamı çılgınca sevdim.
Çılgınca sevdim dağları, denizleri, kuşları, ormanları,
umudu, sevinci, güneşi, çocukları. En çok da seni sevdim Aşkçiçeğim.
Kar türküleri kederlidir gülüm, kar türküleri acılı.
Gidersen kar yağar istasyonlara Bir gülü büyütmek
kadar zor ve güzel, seni düşlemek dağların ötesinde.
Seni dağlı bir çiçek gibi göğsümüm üstünde, namusumun
akında taşıdım hep.
Bu sevdayı alıp gitme benden, alıp gitme buralardan,
gözleri türkülü kuşum . İçimdeki baharı öldürüp gitme.
Kimsiz, kimsesiz kalır yüreğim. Körpe bir dal gibi koparma
sevinçlerimi yüreğimden.
Gitme
figan düşer denizlere sular çekilir
yağmur yağmaz vahalardan kirpiklerime
bir rüzgar hıçkırır tenhada, bir dal kırılır
boynunu büker sabah kervanları kelebekler ölür
gitme
bir yıldız küser göğüne, içini çeker bir çocuk
şaşırır yönünü rüzgarlar
bütün pınarların suyu çekilir
solar nazlı çiçekleri kalbimin, üzülürüm
gitme
öksüz kalır içimdeki imge dağları
saçlarını öpen seher yeli, çoban yıldızı
bir daha turnalar geçmez, bülbüller ötmez
çiçekler açmaz bahçemde ah be gülüm
gitme
içimdeki bütün vagonlar devrilir
bir kar yağar istasyonlara, üşürüm
gitme
bütün ormanlar ateşe verilir
kuşlarda gider bu kent de, ölürüm
gitme kal
menevşeler açsın dağlarda
sevince dönüşsün gökyüzü
iki çığlık arasında bırakma beni ah gülüm
yokluğuna alışamam yokluğun ölüm .....
Ne güzel şey seni seviyorum demek
Sevdiğini söyleyebilmek ne güzel...
Her baharda, gece gündüz, her saniye
SENİ SEVİYORUM
SENİ SEVİYORUM
SEVİYORUM SENİ
Diyebilmek ne güzel..
Çünküsü yok, nedeni yok sevmenin
Zamanı hiç yok,
Dakikalar zaman üstü...
Utangaç bir gecenin kucağında
Yağmurlar vuruyor pencereme,
Aşkın vuruyor kalbimin kıyılarına
Gecenin bu çıldırtan yalnızlığında
Aşkın ayak seslerini duyuyorum yüreğimde
Ve hasretini içimde,
SENİ SEVİYORUM
Sesini duymak istiyorum uyumadan önce
Sabahlara kadar konuşmak,
Hiç kapatmamak telefonu...
Aynı düşlere uyumak sonra
Ve uyanmak aynı güneşe
SENİ SEVİYORUM
Daha bir güzelleştim son günlerde
Gözlerimin içi parlıyor
Kabına sığdıramıyorum aşkı.
Gülmek geliyor içimden
Sokaklarda koşar adım yürümek
Tanıdık, tanımadık herkese selam vermek,
Merhaba ülkemin güzel insanları,
Hepinize, hepinize merhaba
sizi de SEVİYORUM
Yağmuru, denizi, kokusunu toprağımın
Gök mavisinde güvercinleri, martıları,
Dağ eteklerinde gelincikleri seviyorum ateş kırmızısı
Bindallılarıyla köy kızlarını,
Ve elleri hamur kokan anaları
Hepsini sende seviyorum
SENİ SEVİYORUM
Senin sevdiğin gibi topluyorum saçlarımı,
Siyah kazağımı daha çok yakıştırıyorum kendime
Ve daha çok seviyorum limonlu çayı
Senin sevdiğin her şeyi seviyorum
Türkülerini memleketin,
feneri, kara kartalı senin için,
Davamızı ve şiiri sende seviyorum.
SENİ SEVİYORUM
İyi ki doğdun iyi ki varsın.
Doğum günün kutlu olsun
SENİ ÇOK SEVİYORUM
SENİ ÇOK SEVİYORUM
Yaşamaksa seni sevmek,
Ben hiç ölmedim...
SENİ SEVİYORUM!
SENİ SEVİYORUM AŞKIM AŞKIM
Çünkü,Her sabah kalktığımda Yaşamak için tek neden, sen varsın
Fakat seni sevmek için binlerce nedenim var.
SENİ SEVİYORUM,AŞKIM AŞKIM
Çünkü, Bu siyah beyaz dünyada tek renk sensin,
Bir ressamın fırçasından çıkmış gibi.
Ama alalade bir renk değil,
Gökkuşağının her tonunu gölgede bırakan bir renk.
SENİ SEVİYORUM AŞKIM AŞKIM
Çünkü, Bu soğuk günde içimi ısıtan bir esinti gibisin.
Hafiften esiyorsun, İliklerime işleyerek.
Sonra da kaybolup gidiyorsun, Daha nereden geldiğini anlayamadan.
SENİ SEVİYORUM AŞKIM AŞKIM
Çünkü, Seni sevmekten başka bir şey gelmiyor içimden.
O kadar doğalki bu duygu Ruhumun derinliklerinde,
Sanki doğduğumdan beri var.
Sadece ortaya çıkmak için seni bekliyordu.
SENİ SEVİYORUM AŞKIM AŞKIM
Çünkü, Sensiz bir yaşamı artık düşünemiyorum.
Sensiz bu kuru dünyada yaşamaktansa,
Ölümün soğuk nefesini öpmeyi
Bir daha hiç seni görmemektense
Hayata arkamı dönmeyi tercih ederim.
SENİ SEVİYORUM AŞKIM AŞKIM
Çünkü, Ne zaman bir aşk şiiri duysam,
Mısralardan sen akıyorsun.
Ne zaman eski bir şarkı gelse kulağıma,
Gitar telleri arasından süzülen notalar, Seni getiriyor bana.
SENİ SEVİYORUM,AŞKIM AŞKIM
Çünkü, Sen hep benimlesin.
Gözümü kapatmam yeterli seni görmem için. Tatlı narin tenini...
SENİ SEVİYORUM,AŞKIM AŞKIM
Çünkü, Belki de ilk defa bir kadının kokusu beni çılgına çeviriyor
İçimden Odyseus`a türkü söyleyen deniz kızları da
Onu aynı kokuyla baştan çıkarmaya mı çalıştılar acaba diyorum.
SENİ SEVİYORUM,AŞKIM AŞKIM
Çünkü, Gözlerinin içindeki binlerce yıldız,
Gecenin karanlığını delip geçiyor.
Bana bakaraken kendimi yıldızlara tepeden bakıyor gibi hissediyorum.
SENİ SEVİYORUM,AŞKIM AŞKIM
Çünkü, Benliğim sana ait. Sen onu buruşturup çöpe de atabilirsin,
Kalbine yakın bir yere de koyabilirsin.
Tanrım! O kalbine yakın sıcak yerde olmak istiyorum.
SENİ SEVİYORUM,AŞKIM AŞKIM
Çünkü, Sen sensin. Ama sen beni Ben olduğum için seviyor musun?
Onu kim bilir.
SENİ SEVİYORUMAŞKIM AŞKIM
Çünkü, Seni sevmeyi seviyorum. Seni koklamayı seviyorum.
Sana dokunmayı seviyorum. Seninle olmayı seviyorum
SENİ SEVİYORUM,AŞKIM AŞKIM
Çünkü, Saçların ellerimin arasından kayıp giderken,
Dünyadaki cenneti bulmuş gibiyim.
Bir an elimde tutuyorum o cenneti.
Bir an sonra belki de Tamamen ellerimden kayıp gitmiş olacak.
SENİ SEVİYORUM,AŞKIM AŞKIM
Çünkü, Ben hiç bir kadın için şiir yazmadim, Bu hep tuhaf gelmişti.
Ama şimdi Senin için şiir yazmamak tuhaf geliyor.
SENİ SEVİYORUM,AŞKIM AŞKIM
Çünkü, İçimde bir umut var. Bu şiiri belki başucuna koyarsın.
Kimbilir belki yanına da kırmızı bir gül...
SENİ SEVİYORUM,AŞKIM AŞKIM
Çünkü, Tanrı çiçekleri yaratırken Seni de onlarla beraber yaratmış
Papatyadan güzel, Zambaktan asil, Manolyadan tatlı,
Gülden daha güzel kokulu.
SENİ SEVİYORUM,AŞKIM AŞKIM
Çünkü, Güzelliğine melekler imreniyorlar.
Dünyada ise, Ölümlüler arasında
Galiba bir tek benim gibi bir iki şanslı Onu farkedebiliyor.
SENİ SEVİYORUM,AŞKIM AŞKIM
Çünkü, Ölene kadar, Yokolana kadar, Seninle olsam,
Bu herhalde bir ceza gibi gelir, Daha çok senle olamadığım için.
SENİ SEVİYORUM,AŞKIM AŞKIM
Çünkü, Senin tarafından sevilme fikri bile
Bir insanı hayatı boyunca mutlu edebilecek kadar güzel ve asil.
SENİ SEVİYORUM,AŞKIM AŞKIM
Çünkü, Seni anlatmak için mısralar yetmiyor.
Düşünüyorum bir kış gecesi bunu yazarken,
Acaba kaç şair senin güzelliğini anlatmak için Binlerce mısra yazdı.
SENİ SEVİYORUM,AŞKIM AŞKIM
Çünkü, Senin gülümsemen güneşin doğuşu gibi,
İnsana herşeyi unutturuyor,
Sadece seyredip tadına varma hissi uyandırıyor.
SENİ SEVİYORUM,AŞKIM AŞKIM
Çünkü, Bu kadar nedenden sonra bile Seni ne kadar sevdiğimi anlatamadım...
AŞKIN
SEVGİLİYE
Her mevsim kalbimde kır çiçeğim benim.
Dualarım sana,gözbebeğim benim.
Ölsem de vazgeçmem tek dileğim benim.
Sen benimsin ben de senin.
Sonsuza kadar yemin ederim.
Benim canım sevgilim.
SEVDİM
Güzelliğin için değil, çünkü ben seni hiç görmedim..
Ellerimi tutmanı değil, çünkü ben sana hiç dokunmadım...
Gözlerine bakmayı değil, çünkü ben onlara hiç dalmadım...
Ben senin beni sevmeni sevdim..
Yüreğinde bana yer vermeni
Benimle konuşurken, sesini nefesini sevdim
Ağladığımda uzaktan tesellilerini sevdim
Benim seni sevmemi sevdim...
Sessizlikte kalp atışlarını sevdim
Damarlarımda kan yerine dolaşmanı sevdim
Düşlerde benim olmanı, senin olmamı sevdim...
Gönülden sana bağlandığımı sevdim
Gündüz ışığım Gece karanlığım olmanı sevdim
Alınyazım, Kaderim, Herşeyim olmanı sevdim
Gözyaşım, Kederim, Hüznüm olmanı sevdim
Tebessümlerimin, Gülmelerimin, Mutluluğumun
sebebi olmanı sevdimSöylediğin sözleri değil,
Onları bana söylemeni sevdim....
Ben başlıbaşına seni SEN olduğun için sevdim...
Benliğini, Duygularını, Hislerini sevdim
Bu tarifsizliği, sevgime kelime bulamadığımı sevdim...
KAHROLASI YÜREĞİM!
Senin neyine idi, be kahrolası yüreğim!
Dağlarla boy ölçüşmek sevdaların adına,
Sana mı kalmıştı nehirlerle yarışmak?
Bir nebze aydınlık için karanlıklarla boğuşmak.
Senin neyine idi, be kahrolası yüreğim!
Alın yazını silmeye yoldaş aramak...
Her güzeli adam sanıp elini uzatmak,
Sana mı kalmıştı dünyanın dikenlerini budamak.
Senin neyine idi, be kahrolası yüreğim!
Bu kahpe düzenin kalleşlerine kafa tutmak,
Eğrileri doğruların arasında çıkartmaya çalışmak!
Sana mı kalmıştı sevmeyi beceremeyenlere
Senin neyine idi, be kahrolası yüreğim! öğretmek
Yüzüne her gülene güvenip sırtını dönmek,
Sana mı kalmıştı el yerine dizlerini dövmek!
Bak da gör bundan sonra nasılmışYAŞARKENölmek
BANA ÖYLE BİR GÖNÜL VER Kİ:
Bir kuruluşun tepe noktasında yetkili olsam bile,
bunu asla başka şekilde kullanmamalıyım.
Günlük yaşamda "ben" yerine, daha çok "sen" sözcüğünü kullanabileyim...
BANA ÖYLE BİR SEVGİ VER Kİ:
Sonsuz bir hazine gibi bitmesin, çoğalsın daha da sevdikçe,
doldursun sarsın çevremi.
Hatta düşmanlarımı da sevebileyim...
BANA ÖYLE BİR GÜÇ VER Kİ:
Herkesten daha çok çalışabileyim, tutsak düşmeyeyim
doğanın koşullarına, eşim ve çocuklarımı da mutlu et ki,
mutluluğu başkalarına da götürebileyim...
BANA ÖYLE BİR SAĞLIK VER Kİ:
Düşünebileyim, konuşabileyim.
BANA ÖYLE BİR ERDEM VER Kİ:
İbadet edebileyim, iyilik etmeyi ve sevinçten buğulanmış gözlerle, teşekkür
edenlere;
bir şey yapmadım, anımsamıyorum diyebileyim.
BANA ÖYLE BİR YETENEK VER Kİ:
İyi eş, baba, anne, iyi komşu, iyi arkadaş, iyi vatandaş olabileyim.
BANA ÖYLE BİR UMUT VER Kİ:
Bugüne kadar yapmış olduğum hatalar için
karamsarlığa düşmeyeyim, herşeyden aklanmış olarak yaşama
yeniden başlamak üzere bağışlanabileceğimi bileyim.
BANA ÖYLE BİR ANLAYIŞ VER Kİ:
düşünebildiğim, yargılayabildiğim, inandığım, kahrolduğum, varolduğum şu
anda bu sözleri söyleyebildiğim için şükredebileyim.
BANA ÖYLE BİR TALİH VER Kİ :
Yıllar sonra beni hatırlayanlar "herkese iyilik eden, tüm insanları seven,
o düzeyde de sevilen bir kişiydi " diye konuşsanlar ve ben de huzur içinde
olabileyim.
BANA ÖYLE BİR İRADE VER Kİ:
Birgün yenilip, içimdeki şeytanın kurallarına doğru yönelirsem;
bu bir düşünce ise düşüncemi, bu bir adım ise ayağımı, bu bir uzanma ise
elimi durdurabileyim.
BANA ÖYLE BİR SABIR VER Kİ:
Sükûneti bulayım, durabileyim, düşünebileyim...
Günesin Isıgındasın
Gecenin Karanlıgında
Suyun Damlasında
Selin Akıntısında
Kimi Rüyadasın
Kimi yanımdasın
Ama hep aklımdasın
BUNU SAKIN UNUTMA....
Merhaba anne,
Yine ben geldim.
Merak etme okuldan çıktımda geldim.
Annelerde babalar gibi merak eder mi bilmiyorum ama
Ali "Okula gitmezsem annem çok kızar, merak eder" demişti de
Onun için söylüyorum.
Geçen hafta öğretmen,
Sağ elimde sarımsak, sol elimde soğan dedirte dedirte
Öğretti sağımı solumu.
Ben biliyorum artık anne sağım neresi, solum neresi
Ağrıyan yanımın neresi olduğunu
Şimdi iyi biliyorum anne.
Hani geçen geldiğimde
Şuram acıyor işte şuram demiştim de
Bir türlü söyleyememiştim ya acıyan yanımı anne
Bak şimdi söylüyorum
Şuram işte,
Sol yanım çok acıyor anne.
Hem de her gün acıyor anne her gün.
Dün sabah annesi Ayşe'nin saçlarını örmüştü.
Elinden tutup okula getirdi.
Yakası da danteldi.
Zil çalınca öptü, hadi yavrum sınıfa dedi.
Bende ağladım,
Ağladım hiç de utanmadım.
Öğretmen ne oldu dedi.
Düştüm dizim çok acıyor dedim.
Yalan söyledim anne.
Dizim acımıyordu ama sol yanım çok acıyordu anne.
Bugün bende saçım örülsün istedim.
Babam ördü ama onunki gibi olmadı.
Dantel yaka istedim.
Babam "Ben bilmem ki kızım" dedi.
Bari okula sen götür dedim.
"kızım, iş" dedi.
Bende banane dedim, ağladım.
"kızım, ekmek" dedi babam.
Sustum ama okula giderken yine ağladım anne.
Ha bide sol yanım yine çok acıdı anne.
Herkesin çorapları bembeyaz, benimkiler gri gibi.
Zeynep "annem beyazlara renkli çamaşır katmadan yıkıyormuş" dedi.
Babam hepsini birlikte yıkıyor.
Babam çamaşır yıkamasını bilmiyor mu anne?
Uff babam, her gün domates peynir koyuyor beslenmeme.
Üzülmesin diye söylemiyorum ama
Arkadaşlarım her gün kurabiye, börek, pasta getiriyor.
Biliyorum babam pasta yapmasını bilmez anne.
Hava kararıyor, ben gideyim anne.
Babam bilmiyor kaçıp kaçıp sana geldiğimi.
Duyarsa kızmaz ama çok üzülür biliyorum.
Kim bozuyor toprağını,
Çiçeklerini kim koparıyor.
İzin verme anne ne olur toprağına el sürdürme.
Eve gidince aklıma geliyor bide bunun için ağlıyorum anne.
Bak kavanoz yanımda, toprağından bir avuç daha alayım.
Biliyor musun anne her gelişimde aldığım topraklarını
Şu kavanozda biriktirdim.
Üzerine de resmini yapıştırıp başucuma koydum.
Her sabah onu öpüyor kokluyorum.
Kimseye söyleme ama anne
Bazen de konuşuyorum onunla.
Ne yapayım seni çok özlüyorum anne.
Ha unutmadan,
Öğretmen yarın anneyi anlatan bir yazı yazacaksınız dedi.
Ben babama yazdıracağım.
Öğretmen anlarsa çok kızar ama banane kızarsa kızsın.
Ben seni hiç görmedim ki neyi, nasıl anlatacağım anne.
Senin adın geçince sol yanım acıyor anne.
Hiç bir şey yutamıyorum.
Bazen de dayanamayıp ağlıyorum.
Kağıda da böyle yazamam ya anne.
Ben gidiyorum anne,
Toprağını öpeyim, sende rüyama gel beni öp.
Mutlaka gel anne,
Sen rüyama gelmeyince sol yanımın acısıyla uyanıyorum anne.
Sol yanım acıyor anne.
İşte tam şurası,
Sol yanım çok acıyor anne.
Seni çok özledim,
Anne çook...
17:04 | Permalink....
BENİM ADIM SEVGİ
Benim adım sevgi;
Bazen saçını okşayan annen,
Bazen elini tutan sevdiğin,
Yada yüzüne gülümseyen bir çocuk olurum...
Benim adım sevgi;
Bazen ölesiye istediğin,
Bazen hiç bilmediğin,
Yada hissetmediğin, apansız bir coşkuyum...
Benim adım sevgi;
Bazen arayıp, bulamadığın,
Bazen özlemle andığın,
Yada unutamadığın, vefasız bir dostunum...
Benim adım sevgi;
Bazen seni mutlu eden,
Bazen yüzünü güldüren,
Yada başını döndüren, sınırsız bir tutkuyum..
Benim adım sevgi;
Bazen içini sızlatan,
Bazen gönlünü acıtan,
Yada aklını karıştıran, günahsız bir suçluyum...
Benim adım sevgi;
Bazen maziyi hatırlatan,
Bazen acını dağlatan,
Yada seni ağlatan, karmaşık bir konuyum...
Benim adım sevgi;
Hep yasamak isteyen,
Ölmek nedir bilmeyen,
Yok olmak istemeyen, ısrarcı bir duyguyum......
Benim adım Sevgi, Benim adım Sevgi.
Su kadar özel,
Su kadar faydalı ve su kadar çok...
Tükenmez...
İnanıyorum ki, gerçekten de öylesin. Ama ister çeşmelerden dökül,
ister göklerden yağ, ister nehirler dolusu ak, dibi olmayan bir kovayı dolduramazsın. Yani; seni dinlemeyenlere sesini duyuramazsın...
Unutma! Daha çok bağırdığında daha çok dinlenmezsin...
Gürültünün parçası olursun sadece.
Suyun yanında olanlar suyu en az içenlerdir. Çünkü; su nasılsa burada,
lüzum yok ki suyu kana kana içmeye diye düşünürler...
Aynen, sesini sürekli duyanların seni dinlemedikleri gibi!
Ormandaki hiç bir hayvan, ırmağın gürültüler koparan yerinden
su içmeye çalışmadı şimdiye kadar. Hepsi, hep sabahın
en sakin anını bekledi suyun durgun yerlerini bulabilmek için,
gittiler ve sakin sakin ihtiyaçlarını giderdiler. Onlar için
en uygun olan ve kendi istedikleri zamanda...
Sen, hep bir su olduğunu düşün. Su gibi güzel,
su gibi yararlı, su gibi vazge çilmez...
Ve su gibi hayat kaynağı olduğunu düşün. Ama su gibi
yaşatıcı ol, su gibi yıkıcı, sürükleyici ve öldürücü değil!..
Sen bir su ol... Ama rahmet ol, afet değil!
Su isen tarlalarını basma insanların, yuvalarını yıkma,
ocaklarını söndürme, sana felaket denmesin!
Su isen bir bardağa sığabil ki; damarlara giresin!..
Su, yüce Allahın insanlar için yarattığı en büyük nimetlerden biri...
Suya benzediğini unutma! Su gibi özel, su gibi güzel,
su gibi faydalı, su gibi lüzumlu ve su gibi bitmez,
tükenmez olduğunu da unutma.
Ayrıca su gibi sakin olabileceğin gibi, su gibi de
kiyametler koparıcı olabileceğini unutma...
Unutma; senin işin rahmet olmak, afet değil !
Vadiler varken önünde ve ovalar varken,
yayılabileceğin küçük ırmaklara ayırabiliyorsan kendini
ve bardaklara bölebiliyorsan, hayat verirsin çevrene.
Ve yaşayabilirsin dünya dönmesine devam ettiği müddetçe...
Yoksa hep duyulmayan, dinlenmeyen, korkulan ve
kaçılan olursun; seller, afetler gibi...
Tercih elindeydi hep ve hep de senin ellerinde olacak...
Ya tutmayı öğreneceksin dilini veya hiç durmadan
konuştuğun için, sadece bomboş ve anlamsız sesler çıkartan
birisi olduğunu zannettireceksin çevrendeki insanlara!
Ama yapman gereken şu, değil mi?
Düşüneceksin ne zaman ne söyleyeceğini.
Düşüneceksin kimin dinleyip dinlemediğini,
kimin anlayıp anlamadığını. Düşüneceksin
anlatmak istediklerinin ne kadarını anlatabildiğini...
Hatta anlayanların anladıklarının da senin anlattıklarının
ne kadarı olduğunu düşüneceksin...
AŞKIN
SANA GELECEĞİM
Hiç beklemediğin bir günde bekle beni
Dolunayın denize düştüğünde
Çimenler baharda aniden yeşerdiğinde
Hiç görmediğin bir yelkenliyle
Kıyılarına yanaşıp demir atacağım
Bilmediğin limanlarda bekle beni
Beklediğin sahillerde olacağım
Kardelenlerin topraktan çıkışında bekle beni
Sana kardelenin yaşamını anlatacağım
Karla kaplı toprağı delişinde
Bahar çığlıklarını sana getireceğim
Rüzgarların denizi altüst edişinde
Gözlerini denizden gelen dalgalara çevir
Dalgalarla sırılsıklam
Çığlık çığlığa mutlaka sana geleceğim
Yedi Küçük Mum
Yine yaz geldi işte. İki odalı evimin salonundan balkona çıktım.
Plastik sandalyelerden birini çekip oturdum.
Bir sigara yaktım artık sıcaklığını yitirmiş güneşe karşı.
Aşağıdan yaşadığım sokağın bir paralelindeki ana caddenin
gürültüsü geliyordu. Korna sesleri, motor gürültüleri,
kuru insan kalabalığının boş konuşan ağızlarından dökülen cümleler,
sıcak havaya karışıyordu. Uzun zamandan sonra bu gürültü silsilesi
rahatsız etmiyordu beni. Çünkü bugün geliyordun.
Evimin yanı başında inşaat şantiyesi dahi olsa onu duymazdan
gelebilirdim. Çünkü sen benim hayatımı çekilir kılan tek varlıktın.
Yedi yıl olmuştu sen gideli.Yedi yıl önce karşıma çıktığında ne kadar
masum ve korunmasızdın. Yüzünü saklardın sürekli seninle konuşurken
yanaklarına düşen kırmızı gülleri görmeyeyim diye.
Oysa ben senin yanaklarındaki gülleri
görmek, onları öpmek, kokusunu ciğerlerimin en derinine çekmek
istiyordum. Bir akşamüzeri vakti günün yorgunluğundan bitkin güneşi
uykusuna uğurlarken gözlerimiz birleşti önce.
Sonra daha önce hiçbir tatlıdan alamadığım bir tat hissettim dudaklarımda.
Sanki bütün meyvelerin karışımdan oluşmuş
bir esans gibiydi dudaklarının tadı. Birbirimizden ayrıldığımızda yine
güller düşmüştü yüzüne. Sonra o gün söylemiştin beni kahreden
kararını. Gidiyordun. Hem de bizi denizlerin ayırdığı hiç bilmediğin
bir ülkeye gidiyordun. “Sakın arkamdan ağlama.
En çok bu kahreder beni” demiştin beni teselli etmek için. Ağlayamıyordum zaten.
Göz pınarlarım o anda kuru bir
dere yatağına dönüşmüştü sanki. Seni yol üstündeki sarı renkli
arabalardan birine bindirip, evine gönderirken “Bekleyecek misin?”
diye sormuştun gözlerinde bırakıp gitmenin nemini taşırken.
Söyleyecek söz bulamamış, bir ananın askerden gelen evladına
kavuştuğu gibi sarılıp “Sonsuza kadar” diyebilmiştim sadece.
İşte o gidişin üzerinden yedi yıl geçtikten sonra ansızın telefonun
öbür ucunda belirivermişti sesin. İlk anda sana bir şey olduğu
endişesine kapılıp, bir yığın soruya boğmuştum seni. Korkacak
bir şey olmadığını haftaya şehre döneceğini söylediğinde ise,
kendisine yeni bir oyuncak alınmış bir çocuk gibi içim içime sığmaz
olmuştu. Hava alanına gelmemi istememiştin. Eskisi gibi sanki her
akşam bana geliyormuş gibi çıkıp gelecektin. Buna gerekçe olarak da bu uzun
ayrılığın özlemini bir nebze de olsa ancak bu şekilde azaltabileceğini söylemiştin
Balkondan aşağıyı izlerken seni gönderirken bindirdiğim sarı renkli arabanın
bir benzeri yanaştı kapıya. Şoför bagajdan valizlerini indirirken yukarıya
bakıp el salladın bana. İşte o anda sen giderken biriktirdiğim bütün göz
yaşlarıma artık hakim olamıyordum. Merdivenlerden aşağıya inip apartman
girişinde sarıldım sana.
Aklımdan hiç çıkarmadığım o kokunu çektim içime. Eve girdiğimde elindeki
küçük poşetle mutfağa daldın hemen. Az sonra üzerinde yedi küçük mum
olan bir pastayla belirdin karşımda. “Bugün bizim doğum günümüz olsun olur mu?
Bu pastanın üzerindeki yedi mum kaybettiğimiz yedi yıl için.
Bunların her birini tek tek söndürmek istiyorum bu gece.
Çünkü bu mumlar söndüğünde senden ayrı geçirdiğim yedi yılı hiç yaşanmamış sayacağım.
Ama sende bana yardım edeceksin. Çünkü “aşk iki kişiliktir” demiştin.
Hiç vakit kaybetmeden mumları yaktık ve söylediğin gibi tek tek söndürdük.
Artık yeniden doğmuştuk. Yedi küçük mum bize yeniden hayat vermişti.
Sonsuza dek birlikte geçireceğimiz uzun bir hayat.
MUSTAFA ERİM
14:55 | Permalinkaşkım aşkım seni herşeyden çok seviyorummmm....
SEVGİYİ BİLGİSAYARINIZA YÜKLEYİN
Müşteri: Çok fazla teknik bilgim yok. SEVGİ yüklemek için ne yapmam gerekiyor?
Yetkili: İlk olarak KALBİM dosyasını açmanız lazım. Açtınız mı?
Müşteri: Evet açıldı. Ancak şu anda GEÇMİŞ_ACILAR.EXE, DÜŞÜK_GÜVEN.EXE, HASET.EXE VE GÜCENME.EXE
isimli programlar da çalışıyor. Onlar çalışırken SEVGİ yükleyebilir miyim?
Yetkili: Problem değil. Yüklediğiniz anda SEVGİ otomatik olarak GEÇMİŞ_ACILAR.EXE'yi silecektir.
Gerçi bir süre geçici hafızada kalabilir ama artık diğer programları etkilemez. SEVGİ er veya geç DÜŞÜK_GÜVEN.EXE'yi
silere kYÜKSEK_GÜVEN.EXE isimli bir modül yükleyecektir. Ancak siz, HASET.EXE VE GÜCENME.EXE'yi mutlaka kendiniz kapatmalısınız.
Bu programlar SEVGİ'nin yüklenmesine engel olurlar. Onları kapatabilir misiniz lütfen?
Müşteri: Tamam kapattım, SEVGİ otomatik olarak yüklenmeye başladı. Bu normal mi?
Yetkili: Evet ama unutmayın ki bu sadece temel program. Üst sürümlerinin yüklenmesi için başka KALP'lerle
bağlantı kurmanız gerekiyor.
Müşteri: Haydaa... Daha şimdiden hata mesajı verdi. Ne yapmam gerekiyor?
Yetkili: Mesaj ne diyor?
Müşteri: Hata-412! Program iç sistemde çalışmıyor! Bu ne demek?
Yetkili: Endişelenmeyin, bu çok rastlanan bir sorun, çözümü de var. Hata mesajı, SEVGİ programının başka kalplerde
çalışmaya hazır olduğunu ancak sizin kalbinizde çalışmadığını söylüyor. Biraz karmaşık bir programcılık dili oldu galiba...
Sade bir dille şöyle diyor: 'Programın başkalarını sevebilmesi için önce sizin kendi sisteminizi sevmeniz gerektiğini' söylüyor.
Müşteri: Peki ne yapmam gerekiyor?
Yetkili: 'Kendimi Kabullenme' isimli dosyanın içinde bulacağınız KENDİNİ_AFFETME.DOC, KENDİNE_GÜVENME.TXT, DEĞER_BİLME.TXT
VE İYİLİK.DOC isimli dosyaların üzerine tıklayıp hepsini KALBİM dosyasına kopyalayın.
Müşteri: Tamam. Başka bir şey var mı?
Yetkili: Şimdi çalışacaktır gerçi ama, biz ilerisi için de tedbir alalım... SÜREKLİ_KENDİNİ_ELEŞTİR_HAYATI_ZEHİR_ET.EXE diye çok uzun isimli bir dosya vardır. Onu bütün sistemde tarayın ve gördüğünüz her dosyadan silin, sonra çöp kutunuzdan da atarak tamamen kaybolduğundan emin olun!
Müşteri: Yaptım. Hey harika... Neler oluyor?.. KALP temiz dosyalarla doluyor. GÜLÜMSEME.MPG monitöre geldi.
SICAKLIK.COM, BARIŞ.EXE ve MEMNUNİYET.COM hepsi KALP'e yerleşiyor.
Yetkili: Güzel, demek ki SEVGİ yüklendi ve çalışıyor. Şu andan itibaren her şeyle başa çıkabilmeniz gerekiyor. Yalnız telefonu kapatmadan önce son bir noktaya dikkat çekmek istiyorum.
Müşteri: Nedir?
Yetkili: SEVGİ programı ücretsizdir. Onu ve onun tüm modüllerini tanıştığınız herkese verin.
Karşılığında onlar da başkalarıyla paylaşacak ve sonunda size tertemiz modüller olarak dönecektir...
Mutluluklar...
Müşteri: Teşekkürler. Size de mutluluklar...
________77779477777777777777______
________97977754767676757755______
________66868686849840327946______
_______________575654&____________
_______________7634566____________
_______________5643565____________
_______________7645487____________
_______________4863133____________
_______________4689461____________
_______________8745879____________
________56556789567893789378______
________46387354561816181318______
________56867893758765987689______
__________________________________
__________________________________
__________________________________
___1722545325981__________________
_2125445335332588_________________
741353322222221388________________
4523322222222211246_______________
03233222222222221111222223499_____
6412222222222222233555555532508___
29122222222222222222333332332188__
_83122222222222222222222222217288_
_6911222222222222222222222221__485
__831122222222222222222222227__388
__58212222222222222222222211___088
___80172222222222222222227____888_
____867222222222222221______0888__
____18512222222211_______488886___
_____887777__________68888887_____
______88________508888888_________
_______85488888888885_____________
________88888887__________________
__________________________________
__________________________________
__________________________________
___56546_____________78768________
___67887_____________67678________
___68699_____________89899________
___68787_____________74486________
___46786_____________87766________
___78641_____________87545________
___54584_____________48672________
____7978_____________4664_________
____7899_____________7456_________
_____789_____________890__________
______90_____________78___________
_______90___________90____________
________907_______799_____________
__________809___899_______________
SANA TABİİ Kİ BÜTÜN ŞİİRLERİM
Sana tabii ki bütün şiirlerim;
Sen o kadın değil misin
Rüyalarımda beni mest eden,
Uyanmak istemediğim sevdası uğruna...
Sen o kadın değil misin
Her gece bana sevda ninnileri söyleyen,
Bir çeşmesinin başında su içerken Anadolu'mun
Yaralı yüreğinden kana kana,
Bir barak havası okurken
Elleri nasırlı Aşık Hasret,
Yüreğimden geçen
Ve belki de
Zaten "uğruna düştüğüm yolların"
Üzerinde yokluğuna susayarak
Durduğum o çeşme başında,
Sazın sesine verem
Ağlaya ağlaya yol çürüttüğüm.
Sana tabii ki bütün şiirlerim;
Sen o kadın değil misin
Ak ellerinden su içtiğim
Bir Anadolu köyünde,
Ak elleri kınalı
Anam, bacım, yarim, namusum
Bir mavzerin tam ucuna dayanmışken mermi
Ve başım beynim dönüyorken toprağın hasretinde,
Toprağın kokusu gibi içime çektiğim.
Sen o kadın değil misin
Eline diken battığında tarlada
Yüreğimin acıdığı.
Sana tabii ki bütün şiirlerim;
Sen o kadın değil misin
Koynunda bebelerini soğuktan koruyan,
Yemeyip yediren
İçmeyip içiren,
Tam alnının ortasına
Kömürle yazılan yazgıya
Evlatları uğruna katlanmayı göze alan,
Bağıra bağıra yürek,
Bağıra bağıra tarladaki
En çalışkan en emekçi bilek sahibi.
Sen o kadın değil misin
Gerçek efendisi sarı başakların
Masamdaki aşımın işçisi.
Sana tabii ki bütün şiirlerim;
Sen o kadın değil misin
Çocuklarının annesi,
Kocasının yeri geldiğinde şefkat
Yeri geldiğinde şehvet abidesi.
Sana tabii ki bütün şiirlerim
Sen o kadın değil misin
Acıya tebessüm eden,
Ayazından çatlamış elleriyle
Anadolu'mun topraklarında
Her şeye rağmen
Sevmeyi bilen...
Sana tabii ki bütün şiirlerim
Anamsan anam eli öpülecek,
Bacımsan bacım karındaşım,
Yarimsen yarim hasretim;
Benim senden gayrı
Uğruna can verecek
Kimim var ki?
Sana tabii ki bütün şiirlerim...
Önce okyanuslar kabardı içimizde
Sonra yüreğimize düştü ateş
Böyle başlamıştı bizim aşkımız
İki ayrı yalnızlıktı paylaştığımız
Yağmurlar yağarken bir gece vakti
Çekip gittin hayatımdan sessiz sedasız
Sen kayıp gidince avuçlarımdan
Bütün ihtiraslar sustu içimde
Bir şeyler can çekişti gecelerce
Kör bıçaklar bilendi yüreğimde
Ben böyle kırık dökük
Ben paramparça
Her an bir ağrı gibi duyuyorum yokluğunu
Bana bakan gözlerin şimdi çok uzaklarda
Artık avuçlarımda değil ellerin
Kimsenin ulaşamadığı bir dağ başında
Karanlığın en koyu olduğu yerde
Ben sımsıkı sarıldım kedere yalnızlığa...
Bir bilge mutlulukla ilgili şöyle demiş:
“Mutluluk tamamen gönül işidir.
Ve içimizdedir.
Onu kendi içimizden başka bir yerde aramak
ve
mutluluğu sırf servet, iktidar ve şöhrette görmek
çölde serabı su zannetmektir.”
Hayat çetele tutmak değildir...
Hayat;
Seni kaç kişinin aradığı,kiminle çıktığın,çıkıyor olduğun
veya çıkacağın demek de değildir.
Kimi öptüğün,hangi sporu yaptığın,
kimlerin seni sevdiği de değildir.
Hayat, ayakkabıların,saçın,derinin rengi de değildir.
Nerede yaşadığın veya hangi okula gittiğin de değildir.
Aslında hayat; notlar,para,giysiler,
girmeyi başardığın ya da başaramadığın okullar da değildir.
Hayat;
Kimi sevdiğin ve kimi incittiğindir.
Kendin için neler hissettiğindir.
Güven ,mutluluk,şefkattir.
Arkadaşlarına destek olmak ve nefretin yerine sevgiyi koymaktır.
Hayat;
Kıskançlığı yenmek,önemsemeyi öğrenmek ve güven geliştirmektir.
Ne dediğin ve ne demek istediğindir.
İnsanların sahip olduklarını değil,kendilerini olduğu gibi görmektir.
Her şeyden önemlisi hayatı,başkalarının hayatını olumlu yönde
etkilemek için kullanmayı seçmektir.
İşte hayat bu seçimden ibarettir.
İnsanların en acizi dost edinemeyen,
ondan daha acizi ise dost kaybedendir.
Charles Eguone
Düşündüğünüz
Söylemek istediğiniz
Söylediğinizi sandığınız
Söylediğiniz
Karşınızdakinin duymak istediği
Duyduğu
Anlamak istediği
Anladığını sandığı
Anladığı..
arasında farklar vardır.
Dolayısıyla insanların birbirini yanlış
anlaması için en az 9 ihtimal var."
SYLVIANE HERPIN
Hayatta hiç birşey yolunda gitmiyor diyenlere...
Çin Bambu ağacının yetişmesi, olumlu ısrar için güzel bir örnektir.
Çinliler bu ağacı söyle yetiştirir:
Önce ağacın tohumu ekilir,sulanır ve gübrelenir.
Birinci yıl tohumda herhangi bir değişiklik olmaz.
Tohum yeniden sulanıp gübrelenir.
Bambu ağacı ikinci yılda da toprağın dışına
filiz vermez.
Üçüncü ve dördüncü yıllarda her yıl yapılan işlem tekrar
edilerek bambu tohumu sulanır ve gübrelenir.
Fakat inatçı tohum bu yılda da filiz vermez.
Çinliler büyük bir sabırla beşinci yılda da bambuya su
ve gübre vermeye devam ederler.
Ve nihayet beşinci yılın sonlarına doğru bambu yeşermeye başlar ve altı
hafta gibi kısa bir sürede yaklaşık 27 metre boyuna ulaşır.
Akla gelen ilk soru şudur :
Çin bambu ağacı 27 metre boyuna altı hafta da mı yoksa
beş yılda mı ulaşmıştır?
Bu sorunun cevabi tabii ki beş yıldır.
Büyük bir sabırla ve ısrarla tohum beş yıl süresince sulanıp
gübrelenmeseydi ağacın büyümesinden hatta var olmasından söz edebilir
miydik?...
Bir başarının şartları her zaman çok basittir.
Bir süre için alışın,
Bir süre tahammül edin.
Her zaman inanın
Ve hiçbir zaman geri dönmeyin.
HAYAT İNANÇLA VE DOLU DOLU YAŞANMALI ..
Sevgilerimle...
..
BULMAK AMA GÖREMEMEK
Asla değiştiremeyeceğin şeyler için üzülme.
Değiştirebileceğin ama istediğin halde değiştiremediğin şeyler için
mutsuz ol veya asla asla bir daha sevmeyeceğim deme..
Mahcup olursun...
Asla sevgiyi arama çünkü sen aradıkça o saklanır kapı arkalarına..
Sevgi seni istedi mi bulur..
Zamanı vardır..tıpkı baharı kışta arayıp da bulamayacağın gibi...
Ya da bulsan da asla onun gerçek bir bahar olmadığını kabul etmek
zorunda olacağın gibi ..
O bulduğun sadece bir aldanmışlıktır..
Aldanırsan,tıpkı kış ortasında
Çiçek açan erik ağaçlarına dönersin..
Kisin ortasında sevinçten çiçek açarsın..
Kış gerçek yüzünü gösterince de donarsın,
Anlarsın ki yaşadığın bahar kış ortasında yaşanan yalancı bir baharmış....
Erik ağacı gibi donarsın
O zaman ve o yaz boşa geçer..meyvesiz kimsesiz
Sevgi aranmaz..Sevgi istedi mi seni bulur.
Hiç ummadığın bir anda arkanda beliren bir dost olur bu bazen..
Vapurda ensende hissettiğin bir nefes alır götürür seni sevgiye,
Bir tesadüf sana sevgiyi taşır..
Sen sevgiyi aramamışsındır.
Tıpkı gecikse de gelen ve geleceğinden emin olduğun bahar gibi.......
Tıpkı bir sabah kalktığında baharın pürüssüz yüzü ile karşılaşman gibi
bulmuştur seni sevgi............
Sevgiyi Kaybederken de cesur olmalısın..
Yüreğin dolu olmalı sabır ve güçle
Her kaybedilen kazanılan bir derstir zaten
Sevgi çok şey öğretir severken ve kaybederken
Sevgiyi kaybederken
Sevgiliyi kaybetmenin ne zor olduğunu öğrenirsin
Sevgiyi kaybederken
Aslında onu hiç kaybetmek istemediğini öğrenirsin
Sevgiyi kaybederken
Onu kaybetmenin, bulmak kadar güç olmadığını
Ama acısına katlanmanın ne güç olduğunu öğrenirsin
Sahipken sevgiye hep yanında olacakmış gibi
Onu hoyratça harcamışsındır..
Kaybettiğinde ise her an yanında olacağına inanmakla
Ne büyük yanlış yaptığını anlarsın
Ve bir daha ki sevginde daha temkinlisindir..
Hem severken, hem kaybederken
Bir önceki sevgi öğretmiştir bunu sana..
Her kayıp bir derstir almam gereken
Çünkü hiçbir sevgi tek başına var olamaz..
Ayrılamaz daha öncekilerden...
________________________________________________
Aşk Nasıl Birşey Anne
Aşk Nasıl Birşey Anne
aşk nasıl bir şey anne?
oda senin gibi sevebilir mi?
hiç incitmeden koklayıp
hiç kırmadan sımsıkı sarılabilir mi?
hep benimle hep yüreğimde
terkedecek olan o son nefese kadar
yanıbaşımda kalabilir mi?
aşk nasıl bir şey anne?
saçlarımı senin gibi tarayabilir mi?
o anda bestelenmiş bir ninniyle
yüreğimi sonsuz bir huzur içinde uyutabilir mi?
oda senin gibi öper
oda senin gibi koklar
oda senin gibi sevebilir mi?
aşk nasıl bir şey anne
onunda elleri nasırlı mı?
hayata tutnmaktan parmakları yorgun
tırnakları kırık mı?
uykusuz gecelerimde
oda benimle beraber sancılanır mı?
ben senin kadar anlar mı?
aşk nasıl bir şey anne
anne sözcüğü kadar sonsuz
anne öpücüğü kadar tatlı mı?
aşk,anne kadar yüce
anne kadar canan mı?
aşk nasıl bir şey anne?
yokluğu senin yokluğuna benzer mi?
ağlatır mı acıtır mı kalbimi?
kapanmayan bir yara gibi
sızlatıp durur mu ciğerlerimi?
aşk nasıl bir şey anne?
sana benziyor mu?
aşkta senin gibi
sevgiden anlıyor mu?
aşk nedir anne?
sende aşk olmasa ben olurmuydum?
-----------------------------------------------------------------------
BİR TANEM !
"Tek sevdiğim,tek aşkım !"
Seninle aşkımız,geçici değil
Bir ömür boyunca,SÜRSÜN BİR TANEM !
Yüzümüz bir anlık,neşeyle değil
Bir ömür boyunca,GÜLSÜN BİR TANEM !
Sevgindir beni bu,aşka bağlayan
Kalbimde büyüyüp,sana çağlayan
Pırlanta gibisin,sanki parlayan
Gönlümde ışık,NURSUN BİR TANEM !
Gözlerin mest eder,hele bakışı
İçimde kor olur,o an yakışı
Dinmesin sevginin,kalpte atışı
Yüreğim seninle,VURSUN BİR TANEM !
Kırma sen ne olur,bu hevesimi
Gönlüme davet var,duy bu sesimi
Hasretle vermeden,son nefesimi
Bedenim aşkınla,DOLSUN BİR TANEM !
En son durağım,olsun tek yerim
Seninle yaşlansın,bükülsün belim
Ağırsın saçlarımikırışsın tenim
Gençliğim yanında,SOLSUN BİR TANEM !
Dört mevsim yaz olur,böyle seversem
İnan ki namerdim,sözden dönersem
Doymadan güzelim,sana ölürsem
Mezarım,
Mezarım yüreğin,
Mezarım yüreğin,OLSUN BİR TANEM !
MEZARIM YÜREĞİN,OLSUN BİR TANEM !
İYİKİ DOĞDUN,
İYİKİ DOĞDUN,VARSIN BİR TANEM !...
14:39 | Permalinkaskk.....
Hint Mitolojisine göre kadın ve erkeğin yaradılışı
KADIN;
Tanrı yaprağın hafifliğini,ceylanın bakışını,güneş ışıgının kıvancını,sisin göz yaşını aldı;
rüzgarın kararsızlığını,tavşanın ürkekliğini buna ekledi.Onların üzerine kıymetli taşların
sertliğini balın tadını,kaplanın yırtıcılığını,ateşin yakıcılıgını,kışın soğuğunu,saksağanın gevezeliğini,kumrunun sevgisini kattı.Bütün bunları karıştırdı,eritti ve kadını yaptı.
Yarattığı kadını erkeğe armağan etti...
ERKEK;
Tanrı ,kaplumbağanın yavaşlığını,boğanın bakışlarını,fırtına bulutlarının kasvetini,
tilkinin kurnazlığını,boğanın dehşetini aldı;sülüğün yapışkanlığını,kedinin nankörlüğünü,
hindinin kabarışını,gergedan derisinin sertliğini onlara ekledi.Bunların üzerine ayının kabalığını,bukalemunun şıpsevdiliğini,sivrisineğin vızıltısını kattı ve erkeği yarattı.
Yarattığı erkeği adam etsin diye kadına verdi...
Bitme!
Bak...İçtim,yürüdüm,kederlendim
Denize girdim,üşüdüm,sana geldim
Düş bitmeden,sen bitme
Bitmeden sevgi gitme.
Bitme!
Bak...Koştum,savruldum,hep örselendim
Cigara ziftlendim,ille de seni sevdim
Uzaklarda öyle çok kederlendim
Günler bitmeden bitme
Bitmeden hasret gitme.
Bu yangın geceler,bu intahar
Gidersen paramparça yüreğimde ağıtlar
Bu dolunay gecenin göğsünü yarar
Benim gönlümde sana geniş bir yer var
Düş bitmeden sen gitme......
Bitmeden sevgi gitme........
Suskunuz... Hem de çığlık çığlığa bir suskunluk bizimkisi...
Bu konuşacak bir şeyimiz olmadığından değil. Konuşmaya çalıştığımız şeylerin,
alıştığımız yalnızlığımızdan uzaklaştırması aslında bizim korkumuz...
İkimizde cesaret edemiyoruz. Öylesine alışmışız ki içimizde büyüttüğümüz
yalnızlığımıza. Seviyoruz onu. Bekli de yaşandığında yok olacağı korkusu bizi
tereddütte düşüren. Kaybetmekten korkacağımız bize ait bir şey oluşturma
kaygısı...
Sen yapamadığın hamlenin, hayatın boyu inanmak istediğin değerlere sahip gibi
gördüğün düzeni yok etme girişiminden Başka bir şey olmayacağını düşündün hep...
Bense yılların verdiği bir alışkanlıkla içinde var ettiğim bana daha fazla acı
vermemek için susmayı tercih ettim...
İçimden çığlık atarak susuyorum... Susuyorum... İçimde o kadar güzelsin ki...
Sana susuyorum...
Demiştim ya "yüreğim susmayı öğreniyor". Aslı yok. Sevdiğini anladığında içinde
duyduğun çığlığın yankısı hiç bitmiyor. O hiç susmayacak... Her gün, her saat
bana haykıracak, bağıracak, parçalayacak içimi. Benimse yüzümde o gülümsemem yer
edinecek tekrar...
Her soğuk üşütemediği gibi, her ateş de yakamazmış insanı... Üşüyorum; alev alev
üşüyorum... Hani saatlerce sessiz, tek kelime etmeden sana bakışlarım var ya;
gözlerinde beni ısıtacak olan anlamları yakalamaya çalışma çabamdan başka bir
şey değil...
Ve her yakaladığımda kaybettiğimi hissetmemden öteye gitmeyen bekleyişler... Ve
her kaybettiğimde yeniden yakalama çabam....
Anlatmak mümkün mü bilmiyorum; kelimelere, sayfalara sigdirilabilir mi sensizlik? Basi olur muhakkak da sonu gelir mi yazinin?
Sen diye baslayip, yoklugunla tamamlasam cümleleri, merhem olabilirler mi yaralarima?
içimdeki bu eksiklik, issizlik, yansimaz mi satirlara?
Birazdan görecegiz sanirim; çekistirip durdugu kalemi, elimden alir almaz yüregim...
SêN...
Gölgesinde dinlendigim kökü bende bir çinardin.
Gazel dökmüs bir bahardi yoklugun!
SêN...
Bir saçak altiydin dolu yagarken sigindigim; dag basinda tahta, küçük bir kulübe; ayazlarda isindigim...
Tutundugum tüm dallari kiran, korkunç bir firtinaydi yoklugun!
SêN...
Hep yolumun üzerinde suyu sonsuz bir pinardin.
Tenimde, yüregimde çöl yanigiydi yoklugun!
SêN...
Ayriligi bile sevdiren sapsari bir güldün; kavusmalarin o tatli heyecani... Ömrüme yüklenen; anlamsiz, tesellisiz bir hasretti yoklugun!
SêN...
Türküler gibi yanik, misralar gibi hoyrattin.
siirleri dilsiz, türküleri issiz birakti yoklugun!
SêN...
Bakmaya doyamadigim siyah-beyaz bir fotograftin; atmaya kiyamadigim, eski, degerli bir kitap...
SêN...
Bütün yorgunlugumu alan bir aksam günesiydin; umudumu besleyen serin bir seher yeli...
SêN...
Daglarin bagrinda kirlenmemis bir irmaktin; kumsalimda serinleyen çiglik çigliga bir marti;
SêN...
Avuçlarimda taze ekmek kokusuydun; yüregime kazinmis muzip, sirin bir gülümseme...
Dinmeyecek sandigim gözyaslariydi yoklugun!
SêN...
Tozpembe ruyalardin, ilk sana anlattigim...
Uyanmayi bekledigim bir kabus
AŞKIN
Aynı sokakta oturuyorduk.Her gün bir kızla geliyordu.Adı esrarengizdi.
Herkes onun hakkında farklı şeyler söylerdi.Fakat kimse gerçeği bilmezdi.
Kirli sakalları vardı.Yeşil gözlü esmerdi.Mahallenin kızları hayrandı ona.
Bense nefret ederdim.
Hiç kimseyle konuşmaz sadece gelir geçerdi.Bir gün onunla yolda karşılaştık.
Çok güzel bir yüzü vardı.Bana gülümsedi.Şaşırdım.Ama yinede onu sevmiyordum.
Fakat o çok farklıydı.Gece boyunca lambası yanrdı.Uyumak yerine oturup onun evini seyrederdim.Onu sevmediğim halde herşeyiyle ilgileniyordum.Yavaş yavaş onu gözlemeye başladım.O an anladım ki,ona karşı hissettiğim şey sevgiymiş.Artık o ewe gelmeden uyuyamıyordum.Yanına gelen kızları kıskanırdım.Herkes onun kötü olduğunu söylediğinde hep onu savunurdum.Onunla karşılaşmak için kapıda dururdum.
Onu yine yolda gördüm.Bana göz kırptı.Yanımdan geçerken onu çağırdım.
" Acelem var küçüğüm " dedi.Bana aramızdaki yaş farkını hatırlatmıştı,eve gidip ağladım.
Karar verdim ona aşkımı ilan edecektim.Yolunu gözledim,bir gün onu gelirken gördüm.Peşine düştüm o eve girdi.Biraz bekleyip kapıyı çaldım.Açtı " Ne var küçüğüm " dedi."SENİ SEVİYORUM" dedim.Gülümsedi." evet "dedi. " Ne evet " dedim. Konuşmadı.
Koşarak dışarı çıktım. Bir ay boyunca evden çıkmadım.
Bir gün kızlarla konuşurken, ambulans geldi onun evine girdi.
Sedye ile onu dışarı çıkardılar. Önümüzden geçerken " Bende seni küçüğüm " dedi.
Kıpkırmızı oldum.Herkes bana bakıyordu.Ağlayarak koşmaya başladım.
Akşama kadar sokakta gezdim.Gözyaşlarım durmadan akıyordu.Sonra eve geldim.
Annemler ondan bahsediyorlardı. Sevdiği bir kız varmış, ailesi evlenmesine izin vermeyince
kız evden kaçmış, sokak serserileri onu öldürmüş.Eve getirdiği kızlar evi olmayan kızlarmış.
Kimi sevdiyse ölmüş.Çok sevip çok acı çekmiş.İntihar edip hastaneyi aramış.
Polisler evin duvarında " Küçücüğüm " yazısını bulmuşlar. " KÜÇÜCÜĞÜM SEN DE ÖLME " yazıyormuş. " Bende seni sevdim, bütün sevdiklerim gibi sen de ölme diye
ben öldüm KÜÇÜĞÜM "....
Masalların En İmkansızına?
Senin olmam,
Benim olman
İmkansız biliyorum Bilerek sevdim
gözlerine Tatlı sözlerine bilerek kandım.
İmkansız diye bir şey varsa eğer Bir ömür seninle olamamaktır... Acı da olsa biliyor Ve seni sevdim Masalların En İmkansızi
Sevgilim Ben Şimdi
Sevgilim ben şimdi büyük bir kentte seni düşünmekteyim
Elimde uçuk mavi bir kalem cebimde iki paket sigara
Hayatımız geçiyor gözlerimin önünden
Çıkıp gitmelerimiz, su içmelerimiz, öpüştüklerimiz
''Ağlarım aklıma geldikçe gülüştüklerimiz''.
Çiçekler, çiçekler, su verdim bu sabah çiçeklere
O gülün yüzü gülmüyor sensiz
O köklensin diye pencerede suya koyduğun devetabanı
Hepten hüzünlü bu günlerde
Gür ve çoşkun bir günışığı dadanmış pencereye
Masada tabaklar neşesiz
Koridor ıssız
Banyoda havlular yalnız
Mutfak dersen - derbeder ve pis
Çiti orda duruyor, ekmek kutusu boş
Vantilatör soluksuz
Halılar tozlu
Giysilerim gardropda ve şurda burda
Memo'nun oyuncak sepeti uykularda
Mavi gece lambası hevessiz
Kapı diyor ki açın beni kapayın beni
Perdeler gömlek değiştiren yılanlar gibi
Radyo desen sessiz
Tabure sandalyalardan çekiniyor
Küçük oda karanlık ve ıssız
Her şey seni bekliyor her şey gelmeni
İçeri girmeni
Senin elinin değmesini
Gözünün dokunmasını
Ve her şey tekrarlıyor
Seni nice sevdiğimi
Titrek Alev....
Uzaklarda yakılmış bir titrek alev göreceksin, ben diye bakacaksın o titrek aleve...
O alevi görünce yıllardır içinin ne kadar üşüdüğünü hatırlayacaksın...
O alevi görünce mevsimlerin hiç ilerlemediğini, nereye gidersen git, başladığın yere geri döndüğünü anlayacaksın... Mevsimlerin hep üşüyen kalbine geri döndüğünü anlayacaksın...
O titrek alevi gördüğünde o ziyan olmuş kalbini sonsuza dek benimle,
bu uzaktaki dağ başında bıraktığını anlayacaksın...
Oysa ne çok isterdin kalbinin yanında olmasını, sana sarılıp seni ısıtmasını...
Oysa çok isterdin ne denli kirletmiş olsan da yalnızlığının seninle birlikte olmasını...
Ama artık yalnızlığının yerinde koca bir boşluk olacak...
Nereye gidersen git, yanında o boşluğu götüreceksin...
Eğlenirken, sevişirken, bir şeyler hayal ederken, bakkaldan sigara isterken
bile yalnız olmadığını hissedeceksin, dönüp ona sarılmak isteyeceksin,
ama onun yerine koca bir boşluğa sarılacaksın....
Çünkü ben bir yere gitmedim. Burada aşkımızın bittiği yerde o rüyasız,
ışıksız, o ziyan olmuş kalbini bekliyorum...
Kendi kalbimi bekler gibi...
Ben seni özledikçe, ben senin kalbini bekledikçe sen de hiç özgür olamayacaksın...
♥ğ-(Ż`v´Ż)-ğ•°°•♥ﻛ;є и طц ĸαℓطíи طíяταиєsísíи♥•°°•Ğ
İnsanlara beklediklerinden fazlasını verin ve bunu gönülden yapın.
* Her duyduğunuza inanmayın. * Bütün paranızı harcamayın.
* Seni Seviyorum dediğinizde bunu yürekten söyleyin.
* Özür dilerim dediğinizde karşınızdakinin gözünün içine bakın.
* İlk bakışta aşka inanın.
* Kimsenin hayallerine gülmeyin.
* Tartışma her zaman olur.Yeterki işi kavgaya çevirmeyin.
* Hızlı düşünüp yavaş konuşun.
* Sakın annenizi ihmal etmeyin.
* Biri hapşırdığında çok yaşa demeyi unutmayın.
*Üç "S" kuralından şaşmayın:Sev, Sevil ve Sorumlu ol.
* Küçük kızgınlıkların büyük dostlukları bitirmesine izin vermeyin.
* Hatayı hissettiğiniz anda durmasını bilin ve hemen düzeltmek için çaba gösterin.
* Ara sıra yalnız kalın ve kendinize vakit ayırın.
* Değişime açık olun ama değerlerinizi de yitirmeyin.
* Bazen en iyi cevap cevap vermemektir unutmayın!
* Daha çok kitap okuyup, daha az televizyon izleyin
* İyi ve dürüst bir hayat yaşayın. Geriye dönüp baktığınızda keyfiniz kaçmasın.
* Allah'ın ipine sarılın ama arabayı da kilitmeyi unutmayın.
* Sevdiklerinizle münakaşa edecek olursanız sadece o gün konusunu tartışın eski dosyaları açmayın.
* Satır arasındaki mesajlari algılamayı öğrenin.
* Dua edin muhteşem bir güç olduğunu göreceksiniz.
*Karşınızdakinin sözünü kesmeyin, bir de sizi övüyorsa asla.
* Baskasının işine burnunuzu sokmayın
BASİT YAŞAMAK..
BASİT YAŞAYACAKSIN MESELA SUSAYINCA
SU İÇECEK KADAR BASİT.
DÖRT CIKACAK İKİYLE İKİYİ CARPTIĞINDA
TEK BİR DÜĞMESİ OLCAK ELİNDEKİ CİHAZIN
TEK BİR DÜĞME;TEK BİR CÜMLE GİBİ..
SEVİNCE LAFI DOLANDIRMADAN
SENİ SEVİYORUM DEDİĞİN GİBİ..
BASİT BİR ÖPÜCÜK YETİCEK SANA
BASİT SICAK BİR ÖPÜCÜK
VE O ÖPÜCÜKLE DOLACAK TÜM DÜŞLERİN
O ÖPÜCÜK İCİN YAPICAKSIN HAYATININ KAVGASINI
O ÖPÜCÜK İÇİN YİYECEKSİN HAYATININ DAYAĞINI..
SAATİN SADECE SAATİ GÖSTERECEK
TELEFONU SADECE TELEFON ETMEK İÇİN KULLANACAKSIN
KÜCÜK BİR NOT DEFTERİ
OLACAK BİLGİN EN HIZLI BİLGİSAYAR..
BASİT YAŞAYACAKSIN, BASİT
SANKİ YAŞAMIN BİRGÜN SONA ERECEKMİŞ GİBİ
BASİT...
14:38 | Permalink
bir gül olsaydım
BİR GÜL OLSAYDIM
Bir gül olsaydim
Yapragim olur muydun?
Kirmizi yapraklarima kan veren
Topragim olur muydun?
Bir gül olsaydim
Sende bulut olur muydun?
Benden uzak oldugun için
Aglar durur muydun?
Bir gül olsaydim
Beni dalimdan koparir miydin ?
Odandaki vazoya kor
Herzaman yanimda olur muydun ?
Eger bir güle bu kadar deger verirsen
Onu candan çok seversen
Birak bu gülün bir yapragi olayim
Ve gözlerinin önünde yavas yavas solayim.
Sende benim gibi gül olamayasin
Hasret acisi ile sararip solamayasin
Güller tek degildir bir birine benzer
Ama sen benim birtanemsin
YÜREĞİMİN BEYAZ GÜVERCİNİ
Soğuk odamın donuk duvarlarıyla baş başayım
Yine sabah oldu uykusuz gözlerimde
Paketimdeki son sigaramda az önce bitti
Birazdan yine güneş doğacak buz gibi yüreğime
Nerdesin yüreğimin beyaz güvercini.
Sensizlik nicedir acıtır kanayan yüreğimi
Baktığım her yerde sen dokunduğum her şeyde sıcaklığın var
Unuttu yüreğim hayata dair ne varsa
Ve unutmadı seninle yaşanmış hiç birşeyi
Nerdesin yüreğimin beyaz güvercini.
Sevmiyorum artık olmadığın sabahlara uyanmayı
Sevmiyorum artık sensiz doğacak güneşi
Sevmiyorum artık penceremden odama sızan ışıkları
Sevmiyorum artık günaydınları ve kendimi
Nerdesin yüreğimin beyaz güvercini.
Bilmezdim özlemin bu kadar yürek acıttığını
Bilmezdim beklemenin bu kadar yürek kanattığını
Yüreğim acıyor yüreğim kanıyor çaresizim
Her nefes alışımda sen varsın attığım her adımda sana geliyorum
Nerdesin yüreğimin beyaz güvercini.
Yine sensiz bir sabaha uyanıyorum
Ve her sabah olduğu gibi bu sensiz son sabah diyorum
Avutuyorum yüreğimi kandırıyorum kendimi
Biliyorum artık gelmeyeceksin dönmeyeceksin bana
Nerdesin yüreğimin beyaz güvercini.
Gel ki bitsin bu yürek sancısı bu yürek kanaması
Gel ki bitsin bu soğuk gitsin bu donuk renkler
Gel ki güneş bizim için doğsun ısıtsın yüreğimizi
Gel ki yeniden can bulsun bu yürek
Nerdesin yüreğimin beyaz güvercini.
Hiç vazgeçmedi seni sevmekten bu yürek
Gözlerindeki ışık yüzündeki gülümseme
Ve seni seviyorum sözlerin kulaklarımda
Ellerinin sıcaklığı ellerimde yüreğinin atışları yüreğimde
Nerdesin yüreğimin beyaz güvercini.
Nefesinle açmak istiyorum yine sabaha gözlerimi
Sesinle karşılamak istiyorum doğan güneşi
Öpüşlerine aydınlansın istiyorum odam
Gel artık yeniden başlasın bu hayat
Yeniden çarpsın bu yürek
Seni özlüyorum
Seni bekliyorum
Seni seviyorum
Yüreğimin beyaz güvercini....
Merhaba gülen gözlü arkadaşım, dudağındaki tebessümü
kaybetmemişsin daha.
Ne güzel dünyaya gülen gözlerle bakabilmek ve insanlara
tebessümler saçabilmek senin gibi.
Biliyorum, üzülüyorsun donuk gözlerle karşılaşınca.
Ne yapalım arkadaşım, herkes senin gibi olamaz .
Duyabiliyorum " Hayır olmalı" dediğini.
Haklısın arkadaşım, aslında bütün insanlar senin gibi olmalı.
Bilseler bir tebessümle neler yapabileceklerini,
bir çocuğun gözlerindeki ışıltıyı bir tebessümle nasıl
görebileceklerini, sıkıntılarla dolu bir insana nasıl dünyaları
vereceklerini bilseler ve gülen gözlerin buzları
nasıl erittiğini, kalpleri nasıl birleştirdiğini bilseler,
eminim onlarda senin gibi olmak isterlerdi...
Ve sevgi saçıyorsun gülen gözlerinle arkadaşım.
Saf ve hiç bir beklentisi olmayan bir çocuk gibi.
Hayır arkadaşım, sevgi, sadece sevgiliye duyulmaz .
Sevgi evrensellikdir..
Hiç kimse altın yığınları gibi kasasına kilitleyemez onu.
Onun yeri kalplerdedir.
Bir annenin kalbindedir, onun yeri çocuğuna verebilmek için.
Onun yeri bahçıvanın ellerindedir, sevgi tohumları saçabilmek için.
Evet... Sevgi heryerdedir.. Yeter ki sen onu bulmak iste.
Sevgiyi bulmak kolay... Zor olan onu elinde tutabilmekte.
Unutma arkadaşım, sevgiyi duyabilmlekle de iş bitmiyor...
Sevgiyi göstermek de gerekir.
Hayat kısa arkadaşım bugün olan yarın yok.
Sevgiyi göstermek beklemeye gelmez, yarın çok geç olabilir.
Elindekini kaybetmeden kıymetini bilmelisin.
Biliyorum arkadaşım, bana hak veriyorsun.
Şimdi koş sevdiğinin yanına..
Önce, ona gülen gözlerle sımsıcak
bir gülümse ve "Seni seviyorum" deyiver
içinden gelen en sıcak sesinle.
Hayır bunlar komik şeyler değil arkadaşım..
Seni seviyorum anne, baba, kardeşim,
arkadaşım vs. demek komik değil. Bu senin gibi
bütün canlılara karşı sonsuz bir sevgi duyan bir insan
için hiç de zor değil sadece biraz cesaret arkadaşım.
Bu, yalnızca yüreğinin buz kapladığını, taşlaştığını
zanneden insanlara biraz zor gelecektir ama onlar da
senin gösterdiğin cesareti gösterdiklerinde,
kalplerinde sevgi kıpırtılarını hissettiklerinde ve
ağlamayı öğrenebildiklerinde inan herşey onlar için
ve bütün insanlar için daha güzel olacak.
Evet arkadaşım, gülmek varken surat asmak niye,
güldürmek varken ağlatmak niye,
güzel sözler söylemek varken kalpleri kırmak niye?
Hayat çok kısa arkadaşım..
Ve bu dünyadaki hiçbirşey kırılan kalplere değmez .
Şimdilik hoşçakal arkadaşım yine gel.
Yanına senin gibi gülen gözlü, yüreği sevgi dolu
insanları alıp yine gel olur mu?
Beni fazla bekletme...
Çünkü yarın burada olamayabilirim.
SEVDİKLERİNE "" DEMEK İÇİN GEÇ KALMA !
Son sözünmüydü bana vaadettiğin mutluluk,
Bu kadarmıydı yürüyeceğimiz yollar,
Can evimden vurdu veda etmeden gidişin,
Seni seviyorum hakkını helal et bebişim.
Yatağının başında beklediğim gün,
Bilemedim meleklerle konuştuğunu,
Bilemedim terk edip gittiğini,
Sanıyordum pembe düşlerdesin,
Dünyadan göçtün, şimdi CENNETTESİN...
Çünkü sen zaten benim meleğimdin
Ait olduğun yere gittin....
Benimle Çıkar mısın?
Bu soruya bir bayanın verebileceği cevaplar ve bu cevapların gerçek anlamları :
1-Olmadığı için üzgünüm; ama lütfen arkadaş kalalım.
(İstediğin şey mümkün değil. Ama yanımda olmaya devam et. Beni evime getirip götürecek, güldürüp-eğlendirecek, eğlence yerlerinde eşlik edecek, faturalarımı yatıracak ve tamirat işlerimi yapacak birisine ihtiyacım var. Merak etme; bir erkek arkadaşım olduğunda da arada sırada ararım seni.)
2 - Ama ben seni kardeşim gibi görüyorum.
( Bir daha asla bu konuyu gündeme getirme.)
3- Duygusal sorunlarım var; önce onları çözümlemem gerek.
(Senden başka birkaç kişi daha var; ama bir türlü karar veremiyorum.)
4 - Böyle bir ilişki için henüz hazır değilim.
(Henüz alemlerin tadını yeterince çıkaramadım. Beraber olmak istediğim birkaç yüz kişi daha var. Beklemeye devam et. Daha iyisini bulamazsam belki gelirim...)
5- Seni yeterince tanımıyorum.
(Tipin falan tamam ama ya diğer özelliklerin? Araba senin üzerine mi? Evin-yazlığın var mı? Kaç para kazanıyorsun? Bankada paran var mı, vs...)
6- Teklifine sıcak bakıyorum ama şimdi olmaz. Zamana bırakalım...
(Saz heyetinde on sekizinci keman olarak çalmaya devam et. Gencim, güzelim, çekiciyim. Bunların tadını en dibine kadar çıkarmak istiyorum; diğer taraftan senden daha iyi birisini bulamamaktan da kaygılanıyorum. Gözaltı torbalarım ortaya çıktığında kabul edeceğim.)
7- Seni seviyorum. Ama ben çok seçici birisiyim; kolay kolay beğenmem. Hemen karar vermemi bekleme.
( Ben İngiltere kraliçesinin soyundan geliyorum. Bana layık olmak çok zordur. Superman - Brad Pitt - Prens Rainer - Bill Gates karışımı bir erkek arıyorum. Güç, karizma, zenginlik, zeka, statü, fizik, kimya, falan hepsi birarada olmalı. Kız kurusu olmak pahasına da olsa arayacağım. Eğer bulamazsam can simidim olursun, değil mi kerizciğim?..)
8- Hayatım şu anda karmakarışık, israr etme.. Ben seni ararım.
(Birkaç erkeği aynı anda idare ediyorum. Fazla kurcalama. Habersiz eve gelmeye falan da kalkma, ikimiz de dayak yeriz valla... )
9- Aşk bana göre değil...
( Kendime güvenim yok. Bir ilişki sürdürmek için çaba harcamaktansa evde televizyon izleyip, pasta-börek yerim. Nasılsa ailem zamanı gelince birisini bulur.)
10- Aynı işyerinde çalıştığım biriyle birlikte olamam.
(Hiç tipim değilsin. Ama ileride yöneticim olursun da burnumdan getirirsin diye açık açık söyleyemiyorum.)
11- Şu sıralar kariyerime konsantreyim.
(Yaptığım iş dışında hiçbir konuda söyleyecek sözüm yok.)
12- Ben nişanlıyım.
(Ne güzel eğleniyorduk. Neden üzerime geldin ki sanki. Sonunda doğruyu söylemek zorunda kaldım işte...)
13- Evet, kabul ediyorum...
(Dürüst bir bayan)
14- Hayır, kabul etmiyorum.
(Dürüst bir bayan daha)
HER AŞKIN BİR MEVSİMİ VARDIR
BİR SONBAHAR AKŞAMINDA BAŞLADI SIMSICAK DOSLUGUMUZ,COK GÜZEL COK TATLI BİRİSİYDİ ASLINDA DİKKATİMİ ÇEKMEZDİ;NE AYLARDAN NE YILARRDAN HABERİM OLURDU ANLIYACAĞIMIZ KENDİ HALİMDEYDİM.
ARKADAŞLIĞIMIZ BAŞLAMIŞTIYA BAŞLAYAN BU ARKADAŞLIK ZAMANLA İÇİMDE BİR SEVGİYE BİR AŞKA DÖNÜŞMÜŞTÜ AMA ONU DUYGULARINDAN HANERDARSIZDIM.KENDİMEDE AYRİYETTEN YERİ GELDİĞİ ZAMAN KIZIYODUM O SENİN ARKADAŞIN NASIL ÖYLE BİŞEY DÜŞÜNÜRSÜN DİYE,AMA BENİMKİSİ İLK GÖRÜŞTE AŞKMIŞTI ÇÜNKÜ BEN ONA İLK GÖRÜŞTE ARKADAŞ OLARAK DEĞİL BİR SEVGİLİ OLARAK BAĞLANMIŞTIM BUNU FARKINA VARMAM UZUN ZAMAN ALMADI ÇÜNKÜ ÖBÜR TÜRLÜ KENDİMİ KANDIRIYORDUM ÇÜNKÜ ONUN DUYGULARINI BİLMEMEM BENİ KORKUTUYORDU.NEYSE BEN BÖYLE DÜŞÜNÜRKEN BİR GÜN HANİ BİZ DOSTUZYA MUHABBETİMİZ AŞKTAN ACILDI KONUŞURKEN BANA SENİ SEVİYORUM DİYE AĞZINDAN KACIRINCA HERŞEY MEYDANA CIKTI
ASLINDA ODA BENİ İLK GÖRDÜĞÜ ZAMAN AŞIK OLMUŞ DERKEN BİZ KONUSTUK BENDE SENİ SEVİYORUM MUABETTİ FELAN OLDU
BİZ BUNUN ÜZERİNE CIKMAYA BAŞLAMIŞITIK
AMA
ONUN SEVGİSİ MEĞERSEM YALANMIŞ BEN
BUNU GİNE BİR
SONBAHAR AKŞAMI
ÖĞRENDİM MEĞERSEM ONUN SENİ SEVİYORUM DİYE SÖYLEMESİ KONUŞURKEN MAKSADI AĞZIMI ARAMAKMIŞ ZATEN KONUYUDA BİLEREK AŞKA SEVGİYE GETİRMİŞ
VE BUNUN ÜZERİNE GİTİ
BİR SONBAHAR AKŞAMIYDI
GİTTİ
ARTIK HERZAMAN BİR SONBAHAR AKŞAMINDA ÇÖKER İÇİME BURUKLUK
İÇİMDE BİR UMUT BEKLERİM GİNE BİR SONBAHAR AKŞAMI CIKIP GELECEK DİYE AMA GELMEZ GELMEZ
....
KISALTILMIŞTIR
SeN GeRçEkTeN BaNa
A$iK oLaBiLiRMiSiN ?
Sen yokken biraz daha ölüyorum ben
Gönlüm sonbahar, yaprak yaprak dökülüyor
Her mevsim kış, hergünüm gece
Sonu yok yolların, yarını yok saatlerin
Ve ben biraz daha ölüyorum sensizliğin ortasında
Kokusu yok çiçeklerin, gök kuşağının rengi yok
Ateşi yok sevmelerin, sigaramın dumanı yok
Gözlerin her yerde, ne yana baksam gözlerin
Ve ben biraz daha ölüyorum gözlerinin ortasında
Alevi yok yangınların, suyu olmadığı gibi yağmurun
Denizin mavisi yok, tıpkı gözlerin gibi
Gözlerin her yerde, ne yana baksam gözlerin
Ve ben biraz daha ölüyorum sensizliğin ortasında
Dostu yok gecelerin, geceler çok uzun
Geceler bir ömür, ömür dediğin bir tutam ümit
Ümidi yok yarınların,
Tıpkı senin yokluğun gibi
Ve ben biraz daha sana hasret
Hasret bir ip boğazıma düğümlenmiş
Düğümler her tarafımda, bütün yollar kör düğüm
Ve ben biraz daha ölüyorum sensizliğin ortasında
Yalnızlığını ben yazarım şiirlerin, ayrılığını ben
Karamsarlıkları hep senden
Hayalinle süslenen bu şehir
Ve ben ölüyorum bu şehirde sensizlik ortasında
14:29 | Permalink
yakında gelirim bekle...
Yakında gelirim bekle sevgilim
Mehtabın cama vurduğu gece
Sakın usanma vazgeçme
Mecnun'un leylayı bulduğu gece
Mevsimler bahara ulaşmaz sanma
Güllerin tomurcuk açtığı gece
Serap sönmeden karşımda seni
Saatler ikiyi vurduğu gece
İlk satırım sana hatıra olsun
Sonsatırımsa elveda
Seni unutursam yazıklar olsun
Yeterki sevgimiz ebedi olsun
SESSİZ GEMİ
MEÇHULE GİDEN BİR GEMİ KALKAR BU LİMANDAN,
HİÇ YOLCUSU YOKMUŞ GİBİ SESSİZCE ALIR YOL;
SALLANMAZ O KALKIŞA NE MENDİL NE DE BİR KOL.
RIHTIMDA KALANLAR BU SEYEHATTEN ELEMLİ,
GÜNLERCE SİYAH UFKA BAKAR GÖZLERİ NEMLİ,
Bİ ÇARE GÖNÜLLER.NE GİDEN SON GEMİDİR BU
HİCRANLI HAYATIN NE DE SON MATEMİDİR BU.
DÜNYA DA SEWİLMİŞ WE SEWEN NAFİLE BEKLER,
BİLMEZ Kİ,GİDEN SEWGİLİLER DÖNMEYECEKLER.
BİR ÇOK GİDENİN HER BİRİ MEMNUN Kİ YERİNDEN,,
ÇOK SENELER GEÇTİ ÇOOOK SENELER GEÇTİ;;
DÖNEN YOK SEFERİNDEN..........
"...bir kadını ağlatırken çok dikkat edin, çünkü Tanrı gözyaşlarını sayar! Kadın erkeğin kaburgasından yaratıldı, ayaklarından yaratılmadı, öyle olsaydı ezilirdi; ustun olmasın diye başından da yaratılmadı. ama göğsünden yaratıldı, eşit olsun diye;... kolun biraz altından; korunsun diye.... Kalp hizasından SEVILSIN diye..."
Bir ask icin yapabilecegin her seyi yaptigina
inaniyorsan ve buna ragmen hala yalnizsan, icin rahat olsun.
Giden zaten gitmeyi kafasina koymustur ve yaptiklari onun
dudaginda hafif bir gülümseme yaratmaktan baska bir ise yaramayacaktir
Sen kendini paralarken o her zaman bahaneler bulmaya hazirdir.Hani agzinla kus tutsan.'Bu kusun kanadi
neden beyaz degil' diye bir soruyla bile karsilasabilirsin.
İki ucu keskin bicaktir bu.Yaptiklarinla degil
yapmadiklarinla yargilanirsin her zaman.Bu mahkemede
hafifletici sebepler yoktur.Iyi halin cezanda indirim saglamaz
Sen 'Ama senin icin şunu yaptim' derken o 'sunu yapmadin'
diye cevap verecektir.Ve ne söylesen karsiliginda mutlaka
baska bir iddiayla karsilasacaksindir.Üzülme, sen aski
yasanmasi gerektiği gibi yasadin.Özledin, ictin, agladin,
güldün, sarkilar söyledin, düsündün, siirler yazdin.
'Peki o ne yapti' deme.. Herkes kendinden sorumludur
askta.Sen askini doya doya yasarken o kendine engeller
koyuyorsa bu onun sorunu...
Bir insan eksik yasiyorsa ve bu eksikligi bildigi halde
tamamlamak için ugrasmiyorsa sen ne yapabilirsin ki onun
icin.Hayati iskalama lüksün yok senin.Onun varsa, birak o
lüksü sonuna kadar yasasin.
'Acilara tutunarak' yasamayi ögreneli cok oldu.Hem ne
olmus yani, yalnizlik o kadar da kötü bir sey degil.Sen
mutlulugu hicbir zaman bir tek kisiye baglamadin ki.
Epeydir eline almadigin kitaplar seni bekliyor.
Kitap okurken de mutlu oluyorsun unuttun mu?
Kentin hic görmedigin sokaklarında gezip yeni yasamlara
tanik olmak da keyif verecek sana.Yine iceceksin rakini
baligin yaninda.Üstelik diledigin kadar sarhos olma özgürlügü
de cabası.Sen yüreginin sesini dinleyenlerdensin ve biliyorsun
asıl olan yürektir...
_____________________________________________
ÖZLEMIMSIN
özlemimsin, yoklugunla yüregimi alevlendiren nedensin
sözde bana uzaksin ama sen su sol yanimda, kalbimdesin
özlemimsin, sensizligin ne kadar aci ve zor oldugunu bilirmisin
Sana anlatamam, sevgimin yaninda kelimeler kifayetsiz kaliyor
SEN HAYATIMIN ANLAMI, TEK BIR KELIMEYLE; HERSEYIMSIN!!!
sen zifiri karanlik günlerimi aydinlatan günesim
en degerli varligim, allahtan bana genel bir hediyemsin
varsin olmasin bu dünya
bir tek sen ol yeter bana
daima gönlümün sahibi olarak kalicaksin
anlimin yazisi, kaderimsin sen
deliler gibi seviyorum seni ben
eminim ki birlikte bir ömür boyu mutlu olacagiz
sonsuza dek sürecek bizim askimiz
BERABER DESTANLAR YAZACAGIZ SEVDIGIM
TEMENNIM SANA KAVUSMAK
BITSIN ARTIK BU HASRET
ÖZLEMIMIZ SON BULSUN
SON !!!
______________________________________________
Yıllar geçtikçe daha iyi anlıyorum herşeyin nasıl olması gerektiğini,
Kısık gözlerle bakmam, alçak sesle konuşmam
Nelerden vazgeçmem gerektiğini.
Yıllar geçtikçe güvenim daha bir azalıyor çevreme
Her keder ve üzüntümde sığındığım bu içkiye bu sigaraya
En yakınımdakilere, kendime bile.
Yıllar geçtikçe korkularım artıyor, uzaklaşıp kaçmak istiyorum bu yalnızlıktan
Ben de gitmek istiyorum her kaybolanın uğramak zorunda kaldığı o göç yollarına
Gerçeklerle yüzleşmek zorunda olmadığım kaf dağının ardındaki o yeşil ovaya.
Yıllar geçtikçe yoruluyor, tükeniyor bedenim
Artık karşı koymak istemiyorum bu anlamsızlığa
Bu çaresizliğe
Bu bencil dünyaya
Ben artık başımı alıp gitmek istiyorum
Yalnız gitmek istediğim yere
ORAYA......
_____________________________________________________
Serzeniş
Dışarıda yağmur var
Ve ben içiyorum yine kanyağı
Sırılsıklam aşık olmuşum zaten
Titrekliğim bundandır.
Sanmayın ki sarhoş olmuşum
Sanmayın ki yüzümün yanması
Gözyaşlarım bundandır
Bir yanımın boğulan bir balık gibi can çekişmesi
Belki de ayaklarımın beni taşımaması bundandır.
Ey gözleri ateş Soluğu beton gibi yüzüme vuran sevgili
Gün olur şarkılar söyler
Gün olur oturup ağlarım halime
Gün olur giderim buralardan
Gün olur çekip vururum kendimi, bu günkü gibi
Bugün olur bitiririm bu serzenişleri..
Sen şimdi uzaklarda ne yapmaktasın
Mutlu musun, yoksa benim gibi umutsuz mu
Özledim seni
O sıcacık bakışlarını, kokunu özledim
Her şeyinle özledim seni
Dön artık..
Hasretle yanarak bekliyorum..
Ben seninle sensiz gecelerde sabahlamayı özledim
Duman rengi umutlarımı
Bir de elimde solan güllerimi.....
Yokluğunda
Sigara üstüne sigara yaktım
Ağladım gece gündüz
Sarhoş oldum
Yokluğunda
Üşüdüm
Yağmurda ıslandım
Hasta oldum
Yokluğunda
Yazdım duygularımı camların buğusuna
Biçare aşık oldum
Yokluğunda
Anladım sensizliğin ölüm olduğunu
Resmine bakarak yaşayan
Zavallı bir ceset oldum.
Unutacaksın Elbet Gittikten Sonra
Unutacaksın elbet gittikten sonra
Bir daha hatırlamayacaksın
Gözlerinde anlamsız belirsizlikler oluşmayacak
Benim gibi düşünmeyecek
Benim gibi ağlamayacak
Kahretmeyecek, iç geçirmeyecek, geçmeyeceksin kendinden
Unutacaksın elbet gittikten sonra.....
Tıpkı bu gece gibi
Sabah uyandığımda yanımda olmayacaksın biliyorum
Açtığın yaranın kabuk bağlaması biraz zaman alacak.
Sen
Beni bırak
Bölünüp dursa da uykularım
Saklanacak bir köşe bulurum
Sen görmeden
Son hatıramı basıp göğsüme sızarım bir köşede
Sen git
Yeni değil bu ayrılık,
Bu terkediş, bu isyan
Dönüşü yok bilirim
Yaralarımı sarmakta ustayım evvelden
Sen git.
Alışığım ben.
Unuturum.
Evet unuturum
Ve unutacağım seni
Senden öncekileri unuttuğum gibi,
Yada benden öncekileri unuttuğun gibi
Korkum yok
Ne yalnız kalmaktan
Ne yalnız yatmaktan
Tek korkum benden önce aşık olman...
______________________________________________
Ben,
Hepinizi koşulsuz, çılgınca ve hatta saçma sapan, kuralsızca sevdim.
Hepinizi içimde başka bir köşeye yerleştirdim, beni ne kadar incitseniz de içimdeki köşelerinizi ziyaret edip sizi okşamaya devam ettim.
Hepiniz için birkaç damla gözyaşı döktüm.
Hepinize benden küçük hediyeler bıraktım.
Hepinizden nefret ettim.
Hepinizi incittim.
Hepinizi kırdım.
Hepinizi kendi dünyama misafir ettim.
Hepinize en değerli varlığımmışsınız gibi davrandım. Hepinizle düş kurdum.
Hepinizi bünyemi alt üst eden bir kaos şeklinde özledim.
Hepinizin hayaletleriyle konuştum geceleri.
Hepiniz için birkaç satır yazdım.
Hepinizi terk ettim.
Hepinizden şefkat bekledim, en az size gösterdiğim kadar.
Hepinizden beni gerçekten sevmeniz için yalvardım kendimce.
Hepinizden en derinlerimi gizledim.
Hepinize küçük yalanlar söyledim.
Hepinizi dinledim.
Hepinize anlatabildiğim kadar anlattım kendimi.
Hepinize açtım kalbimi, sizden daha cesurca.
Hepinizi istedim.
Hepinizi kıskandım.
Hepinizi bir boşluk anında hatırladım.
Hepinizi tutkum haline dönüştürdüm.
Hiç biriniz elimden tutmayı beceremediniz.
Hiç biriniz beni gerçekten sevmeyi beceremediniz.
Hiç biriniz beni anlamayı beceremediniz.
Hiç biriniz beni sahiplenmeyi beceremediniz.
Ama sen hariç sen başkaydın benim için AŞKIM AŞKIM
****************************************************************************
Dün fena sıkıldım akşama kadar;
İki paket cigara bana mısın demedi;
Yazı yazacak oldum, sarmadı;
Keman çaldım ömrümde ilk defa;
Dolaştım,
Tavla oynayanları seyrettim,
Bir şarkıyı başka makamla söyledim;
Sinek tuttum, bir kibrit kutusu;
Allah kahretsin, en sonunda,
Kalktım, buraya geldim.
Orhan Veli
sende basını alıp gitme!
nolur nolur tut ellerimi
hayatta hiçbirseyim az olmadı
senin kadar
hiçbirseyi istemedim
seni istedigim kadar
sende basını alıp gitme
ne olur ne olur tut ellerimi
NEOLUR....
GÜZEL DUYGULARI ERTELEMEYIN..
Daha henüz 18 yaşındaydı, ama hayatının sonundaydı.
Tedavisi mümkün olmayan ölümcül bir kansere yakalanmıştı. Kahır içinde eve kapamıştı kendini..
Sokağa çıkmıyordu. Annesi.. Bir de kendisi..
O kadardı bütün hayatı.. Bir gün fena halde sıkıldı, dayanamadı, attı kendini sokağa.. Bir yığın vitrinin önünden geçti..
Tam bir CD satan dükkanı da geride bırakmıştı ki, bir an durdu. Geri döndü, kapıdan içeri, gözüne hayal meyal takılan genç kıza bir daha baktı. Kendi yaşlarında harika bir genç kızdı tezgahtar..
Hani ilk bakışta aşk derler ya, öyle takılıp kalmıştı işte. İçeri girdi. Kız gülümseyerek koştu ona.. "Size nasıl yardım edebilirim" diye. Nasıl bir gülümsemeydi o. Hemen oracıkta sarılıp öpmek istedi kızı. Kekeledi, geveledi, sonra "Evet"diyebildi.
Rasgele bir plağı işaret ederek. "Evet.. Şu CD'yi bana sarar mısınız?." Kız CD'yi aldı, içeri gitti. Az sonra paket edilmiş geri geldi. Aldı paketi, çıktı dükkandan, evine döndü, açmadan dolabına attı.
Ertesi sabah gene gitti aynı dükkana. Gene bir CD gösterdi kıza, sardırdı, aldı eve getirdi, attı paketi dolaba, gene açmadan. Günler hep alınıp sardırılan CD'lerle geçti.. Kıza açılmaya bir türlü cesaret edemiyordu. Annesine açıldı sonunda..
Annesi "Git konuş oğlum, ne var bunda" dedi. Ertesi sabah bütün cesaretini topladı. Erkenden dükkana gitti. Bir CD seçti. Kız gülerek aldı plağı. Arkaya gitti, paketlemeye.
Kız içerdeyken bir kağıda "Sizinle bir gece çıkabilir miyiz" diye yazdı, altına telefon numarasını ekledi, notu kasanın yanına koydu gizlice. Sonra paketini alıp kaçtı gene dükkandan. İki gün sonra evin telefonu çaldı. Anne açtı telefonu.
CD Dükkanındaki tezgahtar kızdı arayan. Delikanlıyı istedi. Notunu yeni bulmuştu da.. Anne ağlıyordu. "Duymadınız mı" dedi. "Dün kaybettik oğlumu." Cenazeden birkaç gün sonra, anne oğlunun odasına girebildi sonunda.
ortalığa çeki düzen vermeliydi. Dolabı açtı. Oraya atılmış bir yığın açılmamış paket gördü. Paketleri aldı, oğlunun yatağına oturdu ve bir tanesini açtı. İçinde bir CD vardı, bir de minik not. "Merhaba. Sizi öyle tatlı buldum ki.
Daha yakından tanımak istiyorum. Bir akşam birlikte çıkalım mı. Sevgiler..Jacelyn!. " Anne bir paketi daha açtı. Onda da bir CD ve bir not vardı. "Siz gerçekten çok tatlı birisiniz, hadi beni bu gece davet edin, artık. Sevgiler.
Jacelyn!.. " Unutmayın. Düşündüğünüz şeyi mutlak söyleyin. Birini seviyorsanız, söyleyin ona. İçinizdekini söylemekten korkmayın. Birisi hakkında ne hissediyorsanız söyleyin ona. Ve hemen söyleyin.
Hemen. Çünkü, doğru zamanı bekler ve "İşte şimdi tam zamanı" derseniz, bir bakarsınız çok geç olmuş. Gününüze sahip olun ki, pişmanlıklar yaşamayasınız. Hepsinden önemlisi, dostlarınıza, sevdiklerinize, ailenize hep yakın olun. Çünkü bugünkü insan olmanızı onlar sağladı, sizi onlar şekillendirdiler.. "Seni seviyorum" demekten sakın, ama sakın çekinmeyin, utanmayın, korkmayın!.. i
KUŞ OLUR UÇARIM YANARKEN İÇİM,,,
SÜRGÜN OLUR GÖÇERİM BU DİYARLARDAN.....
S'yi sonsuzluktan almıştım.
E’yi erdemden...
N’yi naz ödünç vermişti,
İ, içimden geldiği gibi, öylece yerleşivermişti yüreğime...
Bense bekliyorum.
Şaşkınım çünkü. Ne yapacağımı bilmeden öylece, yerime
mıhlanmış, duruyorum. Kımıldamıyorum, kımıldamayı
düşünmüyorum bile; dedim ya bekliyorum diye.
Bilmediğim bir yerlerde bir tılsım gizli besbelli; o yok olmasın diye bu ürkek,
korkak, tereddütlü halim, sonu gelmeyen beklemelerim.
Aslında böyle olmamalı. Ellerim bu kadar acemi, sesim bu kadar titrek,
gözlerim bu kadar kaçak; olmamalı.
Yüreğim hepsinden öndeyken böyle, söze can veren sesim, susmamalı.
Böyle karmakarışık, cılız hatta yorgun hissetmemeliyim.
Biliyordum, derin bir solukla bir defada söylemeliyim.
S’yi sabırdan almıştım.
E’yi evrenden.
V'yi vefa, vedadan önce davranıp vermişti.
İ’yi ihanet sıkıştırmıştı araya.
Y, yalnızlığın içinden hüzünle sıyrılıp yer bulmuştu yamacımda.
O, ozanların dağarcığından uçup gelmişti erken bir sabah.
R’yi karşımda görünce çoktan razı olmuştum.
U, unutmanın sihrini mi sunmuştu ben böyle şaşkınken; bilmiyorum.
M’yi mutluluktan aşırmıştım, gülümseyerek.
Öyleyse...
Şimdi tam zamanı değil mi?
Her şey bu kadar içimde, bu kadar hazırken, eksik olan ne?
Nedir beni tutan?
Korku mu?
Acemiliğim, utancım böyle kaçak dövüşmem; neden?
Zayıf mı hissedeceğim kendimi?
Ayıplanacak mıyım?
Garipsenecek miyim yoksa?
Anlaşılmayacak mıyım?
Duymak istemediğim sözler yüzünden kalbim mi kırılacak; yok mu sayılacağım?
Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak mı?
Ah, böyle olmamalı. Öyleyse, öyleyse, sahi öğrenebilir miyim?
Sevgimi söyleyebilmeyi, öğrenebilir miyim?
O dünyanın en güzel cümlesini, gün içinde, bir anda, çok derinlerden geldiğinde kendimde tutmayıp, bir defada... Söyleyebilir miyim?
“Seni seviyorum” demeyi öğrenebilir miyim?
AŞKIM AŞKIM
‘Yalnızım..’ Bunca acı tek bir söze nasıl sığabiliyordu.. Asla çözemediğim kurallarıyla beni hep dışına sürükleyen hayata yeniden tutunmaya çalıştığım tek yerin sana duyduğum bu derin aşk olduğunu bilemedin hiç.. Kendimi değil, seni seçtiğimi hiç bilemedin. Evet yalnızım.. Sadece bunu söyleyip susmak isterdim. Ebediyen susmak. Çünkü canım acıyor.Konuştukça, arzuladıkça, özledikçe; en kötüsü yaşadıkça canım acıyor. Sorardım, senden değil neden hep kendimden kaçtığımı.. Korktuğum için haykırıyorum. Beni koparmışlar kendimden bir kere. Beni kendime düşman etmişler. Sevgimden, ömrümden çalıyorum. Yaşayacak yer bırakmadılar bana. İşte böylesine koparmışlardı beni benden,beni senden.. Yıllardır kötü seviyorum kendimi. Sevgi deyince ölüm geliyor aklıma hemen; yenilgi, yıkım.. Ruhunun o karanlık bahçesinde esir düştüğü için sensiz soluk alamayan küçük çocuk kovulmuştu cennetinden. Peki bende eksik olan neydi? Eksik olan, sendin.. Böyle anlarda ben, paramparça ruhuma ağlardım. Kendimle kalamıyordum. Sana ulaşamıyordum. Yalnız kalmak içimde susturamadığım gerçek benle, yani ulaşamadığım seninle kalmak gibiydi. Değerimi yitirmiştim seninle beraber. Artık bu kuyudan kurtulamıyordum. Gidecek hiçbir yerim yoktu. Gerçekliğe geri dönüş yolunu kaybetmiştim. Oysa sen benim son sığınağımdın. Hayatımda olmasan da, yalnız uzaktaki varlığının düşüncesiyle.. Ama ben artık ben değildim. Ben böyle olsun istememiştim. Tıpkı ölen ruhum gibi soğumuştu bedenim. Üşüyordum.. İçimden bir ses dünyanın sonu geldi diyor. Dünyanın sonu bu halime öyle çok uyuyor ki, hiç üzülmeden, hiç korkmadan kabulleniyorum onu. Öyle bencilim ki, dünyanın sonunu kendim gibi çok seviyorum . Kendim diyorum; oysa kendim diye bir şey var mı gerçekten; işte onu hiç bilmiyorum. Kendim deyince aklıma o sahipsiz sızı geliyor. Kendim deyince sen artık yaşama; sen artık bütün duygularını yitirdin, bir daha hiçbir zaman eskisi gibi sevemeyeceksin diyen o ses geliyor aklıma. Kendim deyince kimse beni bilmesin, tanımasın istiyorum. O büyük yanlışlarım, o büyük yanılgılarım aklıma geldikçe sonsuza dek evime kapanmak istiyorum. Evimde kalıp o büyük boşluğu kapatmak istiyorum. O büyük boşluğu ben hazırladım kendime; şimdi hiçbir yere ait değilim.. Sevgiye en çok muhtaç olduğum anlardı ve ben o anlarda hep can çekişen aşkları kurtarmaya çalıştım. İçimde sanki dünyanın en büyük sızısı vardı. Geçmişte ne denli yaralanmışsam o denli gecikmişti. Öyle yanlış bir yerdi ki bu dünya; ben seni o çok karanlıkta kaldığım zamanlarda özlüyordum. Seni sevmek, tüm ısrarlara rağmen bu eşsiz büyüyü bozmaktan çekinip aylarca seni bir kez bile aramamaktı..Çünkü seni sevmek direnmekti. Güçsüz olanı acımasızca yok eden bu dünyanın hoyratlığına ve senin için artık inanmaktan çoktan vazgeçtiğin o aşk duygusunun gerçekliğinin canlı ispatı olmaya direnmekti.. Kimseye veremedim yüreğimi. Sessizce çekip gittiler. Fark edemedim bile gittiklerini. Sonra, sen de gittin.. Gittin. Bağlanmak istedikçe öylesine kopmuştum ki insanlardan; öylesine çok sevmiş, öylesine çok inanmıştım ki; içimden bir kötülük, bir acımasızlık, içimden zavallı bir intikam duygusu çıkarıp, o yaralı kendimi, beni ben yapan o kimsesiz sevgimi; kötülükle, acımasızlıkla, hırsla, kıskançlıkla korumaya başladım. Bekleyişin sonu yoktu. Biri biter, diğeri gelir ardından. Öylece kalırsın. Yalnızlığınla düşersin o boşluğa. O çok korktuğun boşluğa. Biliyorum bu hayat beni istemiyor, ama ben ondan zaman çalıyorum. Ben ondan kalbimin saf kalmış yanlarını çalıyorum. Onun benden ne istediğini bilmezlikten geliyorum. Bu yüzden gecikiyorum hem kendime, hem hayata. Her şey en sonunda gelip bende toplanıyor ama önümde olup biten hiçbir şeyi değiştirme gücüm bile yok.. Başlattığım her savaşta, ilk ben ölüyorum.. Nasıl bir yalnızlık ki bu; onca aldanmışlıktan sonra artık sırf kendimden hesap sorabiliyorum. Hayat benden her şeyimi istiyordu. Oysa ben her şeyim neydi bilmiyordum ki.. Tamamlanamamış, eksik bir varlıktım;tıpkı hayat gibiydim.. Sahip olmak değildi ki özlemim! Sana kapılmak yenilgiyi daha baştan kabul etmek demekti çünkü. Mahkumlar sevilmez,ben de senin mahkumundum. Sen de kendi mahkumunu sevemedin. En büyük suçumu affedemedin bi türlü, affetmek istemedin. Kapıyı üstüme kapatıp, gittin. Varlığım sana acı vermek için değil, sadece seni sevmek için yaşadım ben. Bugün seni özledim, çok özledim, manyaklar gibi özledim biliyor musun? Bu dünyada varlığımın hâla bir anlam taşıdığını bana söyleyen fısıltıyı duydum. Küçük bir çizik usul usul kanamaya devam edecekti, belli mi olur belki bir gün ...
14:23 | Permalink
kelime anlamları tabi size göre değişebilir..
Deniz Feneri - Uğur Arslan
Sen Deniz Feneri
Hüzünlü bir kış günü başladı yolculuğun
Çocukluğun yıkık kentlerde
Ve kesme kaya caddeli ahşap evlerde geçti.
Okuma yazmayı öğrendiğin
Gazetelerdeki terör sayfaları
Ve Haliç tersanelerinde korsanlar
Evden çıkarken vedalaşırdı babalarla evlatlar...
Her sokağın başında anaların isyanı dururdu
Ve günler kısa ama geceler uzun olurdu.
Bir kurşun bir liraya
Ve bir hayat bir kurşuna mal olur,
Senin doğduğun yerlerde
İnsanlar can evinden vurulurdu.
Sen Deniz Feneri
Sarayburnu'nun dimdik delikanlısı
Yavuz zırhlısında deniz piyade eri
Yetmişikiye dört çakı gibi asker
Arkadaşının kaza kurşunu izini sırtında taşıyan
Ve giderken bıraktığı sevdiğini döndüğünde bulamayan...
Yıkar mı bizi bu sevda!
Bir aşk delikanlıyı bozar mı be adam?
Hadi kalk!
Eski günlerde olduğu gibi
Karanlığa yine ışık yak!
Arka bahçedeki mahalle kavgalarında
Kaşına sapan taşı geldiği günden beri
Hani kanına kanımı sürdüğüm o günden beri
Can dostum ve kan dostum
İster kalbine gömdüğün sevdamın aşkına
İster Allah'ın aşkına
Kalk bir ışık yak ve bir kor düşür yüreğimize
Savaşmak ne güzel bir şey uğruna
Ve yeniden âşık olmak...
Ve Sen Deniz Feneri
Sarayburnu'nun dürüst delikanlısı
Kalbine gömdüğün aşkın
Gönlündeki sevdan ve aydınlık gözlerinle
Senin işin karanlığa korkuturcasına bakmaktı
Ve sana en yakışmayan şey ağlamaktı.
Deniz Feneri
Unutmadık o günleri
Sevdamız yüreğimizde gizli kalır
Ve mahallenin kızına âşık olmak
Ayıp sayılırdı
Bir kıza âşık olmak bir de parkayı çıkarmak haramdı
Ve dünya dedikleri şey yalandı...
Paranın geçmediği günler vardı gençliğimizde
Ve namerdin yıkamadığı mertliğimiz
Silah çekmek ve tesbih sallamak değildi delikanlılık
Tesbihi çekmek, silahı saklamaktı
Yazık...
Gün geldi delikanlılık kabadayılığa yenildi
Sonra üç kuruşa satılan sevdalar ve ucuz aşklar
Artık senin işin değildi...
Sen Deniz Feneri
Sarayburnu'nun dik ve yitik delikanlısı
Ne geçmişten yükselen ağıtlar anlıyor seni
Ne de geleceğe satılan aşklar
Sen doğarken bir ölüm şaşkınlığıyla
Gökyüzüne uzanmış düşmanlık türküleri
Suçüstü yakalanırken en güzel umutların
Gözlerini bir ihanet anında açmışlığın
Ve yakmışlığın gecenin karanlığına en derin aydınlığını
Hey Deniz Feneri!
Parayla satın alınamayacak aşkların sevdalısı
Çektiğin çileleri özenle saklıyorsun seyir defterinde
Sarayburnu'nun dimdik ve yakışıklı delikanlısı...
Gidiyorsun belki Deniz Feneri
Sana "kal" diyemem giderken
Sevmek kadar ölmek de kader
Ama giderken bile ışığın yol göstersin kayıp gemilere
Gözlerin gökyüzünü aydınlığa bürüsün
Ve sen ölsen bile bir gün
Nâmın yürüsün
Ve sen ölsen bile bir gün
Nâmın yürüsün...
ARILAR GİBİYDİN...
Oysa sen, onlar gibi değildin... Anlar gibiydin.
Zaman aktı, geldikleri gibi gitmesini bilen cinslerden. İnsanlar konuştu, uzun uzun ve sık sık. Gözlerim uzun süre gittiğin noktada bakakaldı, ayak izlerine.
Kaybolmayan sevgin gibiydi gözlerim, yokluğunun aksine.
Uzun zaman geçti.
Sen biteli...
Ve ansızın çekip gideli...
Uzun zaman geçti. Bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar dakikalar. Yavaş aktı yokluğunu düşündüğüm anlardaki cümlelerim. Ve hiçbir şey diyemeyişim. Yavaştı zamanın akışı...
Hiç kimseye benzetemediğim yanların içindi sende kalan suskunluğum. Ve en çok seni söylemekti, seni sana anlatmaktı doyasıya. Ve her iki cümle arasında hiç kimse olmayışının ifadesini anlatabilmekti her düşüm. Düşlerimi gerçekleştirdiğim kadar düştüm, giderken gözlerinin içinden...
Dakikalar içinde, çok fazla öldüm.
Her damla da tekrar tekrar öldüm...
Ve sen beni anlayan gözlerinin aksine,
beni tane tane terk ettin kendi içinde...
Ve gittin. Ansızın bittin… Gidişinin ayak izlerinde seni izlerken, beni düşürdüğün son umudum geldi gözlerimin önüne...
Anladım. Ben senin için. Hiçbir şey değildim. Hiç kimse de değildim. Son terk eden hep bendim, ayaklar altında kalan göz yaşlarımın ıslaklığında serinleyen her bir kum tanesiydim...
Ölen bendim... Giden sen...
Oysa sen, onlar gibi değildin...Anlar gibiydin
YOLLAR
Bir bir söner şehrin ışıkları.
İnceltilmiş yalnızlık sözleri salınır; koyu lacivert gecenin koynunda...
Yalnızlığın da imitasyonu sürüldü piyasaya diye geçirirsin içinden,
gülümsersin.
Bir sigara yakar, usulca aralarsın perdeyi. Buz tutmuş camın alnına değdiği
yerde tütmeye başlar, yitirilmiş sevdaların pişmanlığı...
Arka sokaklardan boğuk motor sesleri işitirsin. Bilirsin her gidenin bir yere
vardığını... Ama yollar kendine öncedir, varamaz bir yere, bunu da bilirsin.
Uzar gider köpek ulumaları, ıssız caddeler boyunca... Buğulanmış cama harfler çizersin. Anlamlı hiçbir şey kalmamıştır aklında...
Eğilirsin. Bir kitap alırsın kitaplığın en alt rafından... Okumak isteyip
istemediğini bilmezsin. Rastgele karıştırırsın sayfaları. Kemirmeye başlar
içini, geceyi uzatmak için kurduğun tüm tuzakların boşa gitmesi... Sabahın ilk ışıklarına yakalanmaktan korkarsın. Alelacele bırakırsın kitabı bir sehpaya.Unutursun gece lambasını kapamayı, yorganı üstüne çekersin...
Bilirsin her gidenin bir yere vardığını... Ama yollar kendine öncedir, varamaz bir yere. Bilirsin...
AŞKIN HİKAYESİ (HİKAYE)
AŞK IN HİKAYESİNE DUYDUNUZ MU?
Uzun zaman önce, dünya oluşmamış, insanlar dünyaya ayak basmamışken, iyi huylar ve Sonra ŞEFKAT'i ayın boynuzunda görmüş ve
kötü huylar ne yapacaklarını bilemez vaziyette dolaşıyorlarmış.
Bir gün toplanmışlar ve her zamankinden daha fazla canları sıkkın oturuyorlarken;
SAFLIK ortaya bir fikir atmış;
NEDEN SAKLAMBAÇ OYNAMIYORUZ
Ve hepsi bu fikri beğenmiş
Hemen ÇILGINLIK bağırmış;
“Ben ebe olmak ve saymak istiyorum.”
Başka hiç kimse ÇILGINLIK'ı arayacak kadar çıldırmadığı için hemen KABUL etmişler.
ÇILGINLIK bir ağaca yaslanmış ve saymaya başlamış;
Bir iki üç……
ÇILGINLIK saydıkça, iyi huylarla kötü huylar saklanacak yer aramışlar.
ŞEFKAT, Ay'ın boynuzuna asılmış,
İHANET, çöp yığınının içine girmiş,
SEVGİ, bulutların arasına kıvrılmış,
YALAN, bir taşın altına saklanacağını söylemiş ama yalan söylemiş.
Çünkü, gölün dibine saklanmış,
TUTKU, dünyanın merkezine gitmiş,
PARA HIRSI, bir çuvalın içine girerken çuvalı yırtmış.
Ve ÇILGINLIK saymaya devam etmiş;
ÖNÜM,
ARKAM,
SAĞIM,
SOLUM,
SOBEEEEEEE
GELİYORUMMMMMMMM
AŞK‘ın dışında bütün iyi huylar ve kötü huylar o ana kadar zaten saklanmış
AŞK kararsız olduğu gibi, nereye saklanacağını da bilmiyormuş.
Çünkü hepimiz AŞK'ı saklamanın ne kadar zor olduğunu biliriz.
Ve ÇILGINLIK doksan sekiz, doksan dokuz'dan sonra yüz'e geldiğinde,
AŞK, sıçrayıp güllerin arasına girmiş ve saklanmış.
ÇILGINLIK bağırmış
Arkasını döndüğünde, ilk önce TEMBELLİĞİ görmüş, o ayaktaymış. Çünkü saklanacak enerjisi yokmuş.
Sonra ŞEFKAT'i ayın boynuzunda görmüş ve
İHANET'içöplerin arasında,
SEVGİ'yi bulutların arasında,
YALAN‘ı gölün dibinde ve
TUTKU'yu dünyanın merkezinde.
Hepsini birer birer bulmuş,
BİRİSİ HARİÇ
Ve ÇILGINLIK umutsuzluğa kapılmış, saklananların bir tanesini bulamamış.
Derken HASET,
AŞK bulunamadığı için haset duyarak,
ÇILGINLIK'ın kulağına fısıldamış;
AŞKI BULAMIYORSUN
ÇÜNKÜ O GÜLLERİN ARASINDA SAKLANIYOR..
Ve ÇILGINLIK çatal seklinde tahta bir sopa almış
ve güllerin arasına çılgınca saplamış,
ta ki, yürek burkan bir haykırma onu durdurana dek.
Ve haykırıştan sonra,
AŞK elleriyle yüzünü kapayarak ortaya çıkmış,
parmaklarının arasından sicim
gibi kan akıyormuş.
ÇILGINLIK, AŞK'ı bulmak için heyecandan AŞK'ın gözlerini
çatal sopa ile kör etmiş
NE YAPTIM BEN.. NE YAPTIM BEN?
diye bağırmış.
"Seni kör ettim.
Nasıl onarabilirim?”
GÖZLERİMİ GERİ VEREMEYEBİLİRSİN
AMA BENİM İÇİN BİR ŞEY YAPMAK İSTERSEN BENİM REHBERİM OLABİLİRSİN
VE O GÜNDEN BERİ AŞKIN GÖZÜ KÖRDÜR
VE OGÜNDEN BERİ DE ÇILGINLIK HER ZAMAN AŞKIN YANINDADIR.
SEN AĞLAMA
Kara gözlerinden bir damla yaş düşünce,
Güzel yüzün,yanakların ıslanır.
Kara gözlerinden bir damla yaş düşünce,
Hüzün keder yüreğime yaslanır.
Sen Ağlama!
Bir damla gözyaşın yeter.
Sen üzülme,gülüm...
Gece gökyüzünden bir damla yaş düşünce,
Bahar gelir tüm çiçekler ıslanır.
Kara gözlerinden bir damla yaş düşünce,
Hüzün keder yüreğime yaslanır
Sen Ağlama!
Bir damla gözyaşın yeter...
Sen üzülme gülüm,
Gamzende güllerin biter...
Yollarıma taş koysalar, döneceğim
Gözlerinden yaşlarını sileceğim
Sen Ağlama!
Bir damla gözyaşın yeter...
Sen üzülme gülüm,
Gamzende güllerin biter...
Yollarıma taş koysalar, döneceğim
Gözlerinden yaşlarını sileceğim....
_____KAYBOLMUŞ BİR YAZI______
"Beni gör. Senin için başladığım ilk yer burası olabilir.
Varlığımı işaretle. Sana nasıl bakıp nerenle göreceğine dair bir işaret
gönderiyorum. Onun için önce gözlerimin içine bak. Orada senin için, hem yola
dair izler var ve hem de içime dair yollar..."
Beni gör; İçine akmam lazım. Dünyayı seninle birlikte senin içinden görmem,
seninle birlikte yeniden başlayabilmem, içime ilmeklenmiş bu eskiden emanet
masumsuzluk hissini seninle yenmem, yüzümün kirlerini ellerinle savuşturabilmem
lazım. Beni tutarken düşmeden durabilmen, çelmelerime rağmen bana inanman
lazım...
Beni duy; Nefesim eksilmeden sana sesimi duyurmam lazım. Yüzümü kaç kez izledin
şu aynadaki gölge oyunlarında, kaç kez yalanladım ben geçmişlerimi, kaç kez
kucaklayıp öptüm kendimi. Ben her sensizliğimde sendeleyişimde, çocukluğumun
kaldırımlarında, düşmemeye hevesli denge oyunlarında oynarken buldum kendimi.
Kum saati bu seferlik sözlere kanıp durabilir mi ya da büyüdümse şimdi
yıldızları eteğime düşürebilir miyim ki?
Öylesine garip bir yetişememe duygusu kaplamış ki içimi, ben sokup atılamadıkça
derinlerimden, susturulamamış kaygılara göz yumdukça, yalnızlığıma yaklaştıkça,
gazetelerden harfler kırparak yaşıyorum sanki günlerimi. El yazım kendimden
yorgun, kendime yabancı...
Ne zaman bu kadar keskin oldu bu sayfanın beyazlığı? Artık gözlerimde mi
yalancı? Yeterince kanatmadım mı kolumdaki çiçek izini? Karalanmış umutlarla
doldurduğum omuzlar buruşturup attığım hayatlar yetmedi mi?
Üç kere içtim ben bu sudan, hiçbiri senin kadar duru değildi. Yansıyanıma
gülümseyişimden korkup da boz bulanık cümleler kurmasam belki hala
benimleydin... Kim bilebilir ki?
Artık geç mi bilmiyorum? Boğulmaktan da korkmuyorum, dudaklarımı çatlatıp yine
de gülümsüyorum. Güneşim yakın biliyorum. Korkularımı yeniyorum, gitarımı da
kutusuna koydum artık susuyorum...
Dizlerimde tükenmez izleri, adını taşıyorum… Bana geleceğin günü bekliyorum...
İnanması zor biliyorum ama yine de saçlarım esse senden biliyorum...
Kimseciğim Seni Çok Seviyorum...
_______________________________________________________________________________
Gözyaşlarımla ıslattım yastığımı bu gece,
Seni düşündüm ama sen yoktun... Yine yastıklara sarıldım ve seni özledim,
Ama her geceden farklıydı bu gece Alıp başımı en uzak diyarlara gitmek istedim Çünkü sen gerçekten yoktun bu sefer.. Gerçekten bitti mi bilmiyorum ama,
Sen beni içinde bitirmişsin sanıyorum Bu gece yastıklara ağlarken hıçkıra hıçkıra Gözyaşlarımla birlikte derinden bir şeyler akıyor içimde Yutkunamıyorum, düğümleniyor boğazımda sancılar Bu nedir, neler oluyor bilmiyorum...
Açıp penceremi atlamak istiyorum Ben sende bitmişim canım zaten
Atlasam atlamasam neye yarar Ama sana söz verdim birkere İyi bakacağım kendime İçimde kopan fırtınalarla birlikte Ben de hayattan kopmak istesem de!
Sözümü tutacağım bu sefer Bu son sözüm ne de olsa Sonlar hep en acısı olurmuş Yine bu akşam sana yazıyorum Seni okuyorum, seni istiyorum Her gece tanrıdan seni dilediğim gibi Bu gece de diliyorum Hem seni, hem de bu gecenin sadece bir kabus olmasını Yarın kalkınca herşeyin düzelmiş olmasını Geçirdiğimiz 1 ayın en başına gitmeyi Yeniden tertemiz bir sayfa açarak başlamayı Ardından kalan bir tek benim ve senin aşkın olmasını! Yeniden istiyorum herşeyi En derin çaresizliğimle!
En büyük umutlarımla! Sayfalar dolusu yazmak geliyor içimden
Sadece seni düşünmek, seni aktarmak gözyaşlarımla birlikte Belki seni geri getirmez bana Ama en azından beni hayata geri döndürmeye yardımcı olur bir nebze Binlerce kelime var boğazımda dizili Yüzyüze olsak konuşamazdım zaten, anlatamazdım derdimi Tek derdim sensin bile diyemezdim Bir SANA AŞIĞIM bile diyemezdim! Sadece hıçkıra hıçkıra ağlardım önünde diz çöküp! Seni ilk öpüşümdeki diz çöküşüm gibi! Bırakma beni diyebilirdim sadece hıçkırıkların ardından
Kalbimden gelen derin bir fısıltıyla Onu da sadece.. ama sadece sen duyardın zaten! İsyan ediyorum bu gece! Duvarlara, dısarda yagan yagmura... herşeye isyan ediyorum! İsyan edişime bile isyan ediyorum En çok da beddualara sıralıyorum bu insanlara, bu olanlara En berbat beddualarımı sıralıyorum! İçimde derin bir özlem Herşeyi sil baştan tekrar yazmak istiyorum! Beraber yazalım, hayatını baştan yazalım istiyorum! Bir kerecik olsun kalbinin sesini dinlemeni istiyorum! Aklıma geldi bu saatlerde konuştuklarımız yine Söylediğin her şeyi kelimesi kelimesine baştan duymak istiyorum! Söylediklerimi yeniden söylemek istiyorum Bana "Ben sana ileride aşık olacağımı hissediyorum" demeni istiyorum yine Uzun uzun konuşmak istiyorum telefonda seninle Yine sabahın ilk ışıklarına kadar 10 dakika için, sadece seni bir kez öpmek Sana bir kez dokunmak, gözlerine bir an bakmak için
Gelmek istiyorum yanına!
O güzel gözlerinin içinde kaybolmak istiyorum saatler boyunca!
Ellerini tutmak gözlerine bakmak bile inan yeter bana!
Ya da hiç dokunmamak, sadece seni izlemek istiyorum Kucağına yatmak nefesini saçlarımda hissetmek istiyorum! Seni öpmek hem de kocaman, dakikalarca hatta saatlerce öpmek istiyorum Bana sarılı öylece kalmanı istiyorum
Ya da kocaman bir yatak, sadece ikimiz Küçücük bir yere sığışmak istiyorum
Sabah kadar sevişmek istiyorum seninle! Bir bütün olmak istiyorum!
Yazdıkça rahatlıyorum, sanki yanımdasın Sanki beni düşünüyormuşsun gibi geliyor bana Ya da ben kendimi öyle avutuyorum Avutuyorum ki çıkıp yüksek bir yerden savurmayım bu bomboş bedenimi Ne de olsa kalbini geri aldın benden
Artık bedenim olsa, olmasa neye yarar Seni sevdim ben, bir seni sevdim
Bir sana verdim kalbimi, geri almaya da hiç niyetim yok Sen kalbini benden söke söke geri alsan da Benim kalbim hep sendeydi, hep de sende olacak, başka çıkar yolu yok Yazdıkça yazasım geliyor, ellerim yazmıyor artık
Kalbimden çıkıyor sanki kelimeler ve yerleşiyorlar bu satırlara
Sana yazdığım onlarcası kagıt duruyor odamda Ama bu, bu ki sonuncusu...
sahibine gidecek Gidecek ve onun benden geri aldığı kalbine yerleşecek
Biraz acıtacak belki bunlar onu, ama beni anlayacak
Bir parça aktı gitti demiştim ya sana O parça kalbin olsa gerek,
çünkü çok acıtmıştı beni Artık iki tane kalbin var, al da hayrını gör
Sen hayatını düzelt, ben senin kalbini beklerim Elbet birgün geri alacağım onu senden Ya da umuduyla yaşayacağım Bilmiyorum bundan sonrasını Hiç bilmiyorum
Sen beni yaktın, benden eser kalmadı bu gece Ama "Sen de yan" bile demeyeceğim O derece seviyorum çünkü seni! Ben sen olmuşum zaten iyice
Kendimi kalbimle birlikte senin içine koymuşum Bir sığınak yaratmışım kendime
Ama şimdi Söktün attın beni yine yapayalnız, tek başıma bu ıssız odamda kalakaldım Sen beni içinden attın Ben yalnız kaldım Ama seni içimden çıkaramadım
Sen hep benim kaldın Ve eğer ki ben de sendeysem daima da benim kalacaksın!!
SEVGİLERİMLE....
AŞKIM SENİ SEVDİĞİMİ HİÇ BİR ZAMAN UNUTMA...
14:21 | Kommentare lesen (5) | Permalink
Weitere Einträge anzeigen
Fotos
ANLAMLI FOTOĞRAFLAR BU YOL NEREYE GİDERR...Foto 10 von 32 Kommentare (0)
Weitere Alben (10)
ANLAMLI FOTOĞRAFLAR (32)
01 Oktober
lintukoto [karışık] (62)
06 Mai
ABİLERİM (10)
01 Mai
Sözlü Resimler (82)
15 April
işte benim aşklarım (6)
08 März
Mustafa's Cars (32)
04 März
Knight OnlineWorLD (70)
04 März
İLGİNÇLER (26)
01 März
güzellikler (42)
01 März
B€NİMKİL€R (92)
23 Februar
Private Nachricht senden
RSS-Feed abonnieren
Weiterempfehlen
Zu My MSN hinzufügen
Als Freund hinzufügen
|