=== BEDELI AGIR OLDU O AN ===
KARSI KARSIYA GELDIGIMIZ AN
SANA BAGLANDIGIM AN OLDU
GOZ GOZE GELDIGIMI SANDIGIM ANIN
SENIN BENI SEVE BILME IHTIMALININ
BEDELI COK AGIR OLDU O AN
GOZLERININ BAKISI YALAN
KALBIME DOKUNDU SANKI
BENI BENDEN ALDI O AN
SENIN BENI SEVE BILME IHTIMALININ
BEDELI COK AGIR OLDU O AN
YUREGIMIN EN DERINLERINDE
SENI YASATIGIM AN
SENI GORE BILME HEYCANINDAKI ANIN
SENIN BENI SEVE BILME IHTIMALININ
BEDELI COK AGIR OLDU O AN
GONLUMUN PARCALANMASINA
SEBEP OLAN GOZLERIN
ULASILMAZ SANDIM O AN
GOZUMDE BUYUTUM SENI
SENIN BENI SEVE BILME IHTIMALININ
BEDELI COK AGIR OLDU O AN
GERCEKLERLE KARSLASMAK
HAYLINI YASATA BILMEK O AN
SENI GOREBILMEK HAYALI
HEP YALAN OLDU O AN
SENIN BENI SEVE BILME IHTIMALININ
BEDELI COK AGIR OLDU O AN
SONUNDA GERCEKLERI OGRENDIGIM AN
GOZ GOZE GELDIGIM SANDIGIM AN YALAN
GOZLERININ BAKISI YALAN
BENI KALBIMDE YASATIGINI SANDIGIM AN YALAN
GORE BILEME HAYECANIN YALAN OLDU AN
BIR DAMLA GOZ YASIMA BEDEL OLAN ASKIM
SONUNDA SANA KARSI BITTI O AN
YAZAN: ELİF YILMAZ
ARTIK HIC BIR ONEMI YOK HAYATIN
Bir Adın Kalmalı bir adın kalmalı geriye
bütün kırılmış şeylerin nihayetinde
aynaların ardında sır
yalnızlığın peşinde kuvvet
evet nihayet
bir adın kalmalı geriye
bir de o kahreden gurbet
sen say ki
ben hiç ağlamadım
hiç ateşe tutmadım yüreğimi
geceleri, koynuma almadım ihaneti
ve say ki
bütün şiirler gözlerini
bütün şarkılar saçlarını söylemedi
hele nihavent
hele buselik hiç geçmedi fikrimden
ve hiç gitmedi
bir topak kan gibi adın
içimin nehirlerinden
evet yangın
evet salaş yalvarmanın korkusunda talan
evet kaybetmenin o zehirli buğusu
evet nisyan
evet kahrolmuş sayfaların arasında adın
sokaklar dolusu bir adamın yalnızlığı
bu sevda biraz nadan
biraz da hıçkırık tadı
pencere önü menekşelerinde her akşam
dağlar sonra oynadı yerinden
ve hallaçlar attı pamuğu fütursuzca
sen say ki
yerin dibine geçti geçmeyesi sevdam
ve ben seni sevdiğim zaman
bu şehre yağmurlar yağdı
yani ben seni sevdiğim zaman
ayrılık kurşun kadar ağır
gülüşün kadar felaketiydi yaşamanın
yine de bir adın kalmalı geriye
bütün kırılmış şeylerin nihayetinde
aynaların ardında sır yalnızlığın peşinde kuvvet
evet nihayet
bir adın kalmalı geriye bir de o kahreden gurbet beni affet
Kaybetmek için erken, sevmek için çok geç

BEYAZ GÜL
Seni arıyorum kalabalık caddelerde,
Tanımadığım insanlar geçiyor, sen yoksun...
Perişan hayallerimin başladığı yerde,
Sana sesleniyorum, duyuyor musun?
Beyaz güller açtı bahçelerde, sevdiğin...
Ya o karanfil... Baygın kokulu çiçek.
Gel, yalnızlık bahçeme beyazlar giyin,
Anladım ki, bu ömür sensiz geçmeyecek.
Odamı süsleyen ellerini uzat,
Hazzından dile gelsin bastığın halı..
Açılsın sevincinden perdeler kat kat...
Işık ve ateş senin için yanmalı...
Sonra çevir düğmesini, radyonun
Sevdiğin musiki dolsun odama,
Dinle şarkısını büyük koronun,
Beni düşün! beni düşün, ağlama...
İçimden bir ses diyor ki; sabret..
Sonu gelecek bu yalnızlığın.
Bütün aynalar gülecek elbet,
Açılacak kapılar ansızın..
Yalnız sen varsın beyaz gülüm,
Evde, bahçede ve sokakta,
Bir eylül akşamı gördüğüm ,
O, beyaz hayalsin uzakta..
Yakınsın; yalnızlık kadar,
Uzaksın; yakınmış gibi,
Sensiz yaşadığım yıllar
Bu kadar güzel değildi.
Yeter... Gel artık yeter...
Karanfiller açtı gel !!
Kış bahçesinde güller,
Beyaz güller açtı gel...

=====HİC BİLMEDİN===== 
|
------------------------------YALNIZLIK ÇEMBERİNDE---------------------------------
Günlerim herzaman ki gibi karanlık yine
Acı ile geçiyor saatler özlem ile
Ne zaman dalmıyorki gözlerim senli sensizliklere
Durmuyor gözyaşlarım yalnızlık çemberinde.
Yorulmuyor hayat dert çile vermeye
Şarkılar yoldasım sigaramla birlikte
Tükenmek bilmeyen bir boşluğun içinde
Savruluyorum rüzgarla birlikte
Farkında olmadan yalnızlıık çemberinde.
Nedeni yok belki bu sensizliğin
Yada bana verdiğin bu ayrılık yelinin
Sana yazdığım ilk şiiri hatırlarmısın
Ayrılıktı adı
Ayrılmam dediğin ayrılık
Yıkılmıştı o gün dünyam
Gözümde yalandı herşey sevda bile
Yıkmam demiştin
Ama bıraktın beni yalnızlık çemberinde.
Şimdi soruyorum kendime
Neden sen, neden sevdim diyorum
Oysa ne mutluydum senden önce
Aradığım aramasını beklediğim
Düşündüğüm kimse yoktu
Mutluydum yinede yalnızlık çeberinde.
Şimdi ise perişanım
Hasret rüzgarlarını saldın üstüme
Çaresizliği tanıttın
Derman bulamıyorum şimdi dertlerime
Öyle acımasızki şu hayat
Gelmiyor ECEL'im YALNIZLIK ÇEMBERİNDE...
|
Öylece Gittin
Gittin...
Ben arkandan sadece baktım.
Oysa söyleyecek o kadar çok şeyim vardı ki...
’’gidersen, iyiye dair ne varsa içimde yitireceğim hepsini.
Gidersen, sönecek içimdeki ateş ve bir daha hiç kimse yakamayacak.
Gidersen, karanlığa mahkum edeceksin günlerimi.
O karanlıkta yolumu kaybedeceğim...’’ diyecektim sana.
Konuşamadım...
Gittin...
gidişini görmemek için gözlerimi kapattım.
Öğlesine acıdı ki içim, tutup koparsalardı kolumu,
bacağımı bu kadar acı duymazdım.
Acım yaş olup akmalıydı gözümden.
Ağlayamadım...
Gittin...
gidişini önlemek için tutmalıydım ellerinden.
Ellerim değilmiydi her dokunuşunda seni ürperten?!
ürperirdin yine biliyorum.
Bir kez dokunsam, bir kez tutsam ellerini,
gitmek için biriktirdiğin bütün cesaretin kaybolurdu.
Tutamadım...
Gittin...
bir yıkım gibiydi gidişin.
Sen adım, adım uzaklaşırken benden çöküp kaldı bedenim olduğu yerde.
Nice terk edişlere dayanan bu yürek bu kez yenilmişti.
Bu kadar zayıf değildim ben, kalkmalıydım.
Kalkamadım...
Gittin...
oysa ben geldiğin gün gideceğini biliyordum.
Hazırdım gidişine.
Kaçak zamanları yaşıyorduk.
Zaman bitecek ve sen gidecektin.
Bense gidişinin ertesi günü hayatıma kaldığım yerden devam edecektim.
Edemedim...
Başlayamadım...
Gittin...
bir şey söyledin mi giderken?
‘KAL’ dememi istedin mi?
Son bir kez ‘ SENİ SEVİYORUM ’ dedin mi?
‘BEKLE BENİ DÖNECEĞİM’ dedin mi?
Beynim öylesine uğulduyordu ki...
Duyamadım...
Gittin...
Nereye gittiğin önemli değildi.
Binlerce kilometre uzaklarda dahi olsan,
iki metre ötemde de fark etmiyordu.
Artık yoktun ve asıl bu düşünce beni felç ediyordu.
Kurtulmalıydım senden,
bu yokluğun duygusundan kurtulmalıydım.
Kurtulamadım...
Gittin...
unutulanların arasına katılmalıydın.
Anıları bir sandığa koyup hayatı
bir yerinden yakalamalıydım.
Bu aşk noktalanmalıydı,
bu sevdadan vazgeçmeliydim.
Yapamadım...
Gittin...
bir okyanusun ortasında,
tek küreği kaybolmuş
sandalda dev dalgalarla boğuşan bir denizciyim artık.
Bil ki; Sevmekten vazgeçmedim seni,
bil ki seninle birlikte sevdanıda taşıyacağım yüreğimde.
Bil ki seni...
unutamadım
____________________________________________________________________
TÜRKLERİN TÜRKÜSÜ
Dilek yolunda ölmek Türklere olmaz tasa,
Türk'e boyun eğdirir yanlız töreyle yasa;
Yedi ordu birleşip karşımızda parlasa
Onu kanla söndürüp parçalarız, yeriz.
Biz tufanı yarattık uyku uyurken Batı,
Nuh doğmadan kisnedi ordularımızın atı.
Sorsan söyle diyecek gök denilen şu çatı:
Türk gücü yıldırım, Türk bilgisi bir deniz.
Delinse yer, çökse gök; yansa, kül olsa dört yan
Yüce dileğe doğru yine yürürüz yayan.
Yıldırımdan, tipiden, kasırgadan yılmayan.
Ölümlerle eğlenen tunç yürekli Türkleriz...

KENDI SIIRLERIM

HEYYA HEY
Bu sevdanin yolunda,
Canlari kaybettim.
Seni Turan Ülküsü,
Seni böyle çok sevdim....
Seni Türkün basbugu,
Seni böyle çok sevdim...
Vuruldum meydanlarda,
Zincirlere vuruldum.
Idam verdi hakimler,
Sehpalara kuruldum...
sahlandik tandogan meydanlarinda,
Bilendik mamagin zindanlarinda.
Hey ya hey...
Kim kaldi meydanda kimler var söyle,
Ancak Türk irkidir direnir böyle...
Hey ya hey..
Basimiz trasli mahkemelerde,
Muhammed cezbesi iskencelerde...
Hey ya hey..
Yil oldu dönmedi yigidimiz,
Acep ne zamanki, dügünümüz...
Sehpada söyledik dügün türküsü,
Yasasin irkimin Turan ülküsü....
Bir sanli ordunun neferleriyiz,
Alparslan Türkes'in askerleriyiz...
Hey ya hey hey ya hey
Hey ya mola yar yar
Hey ya hey hey ya hey
Hey ya mola yar .
GENÇLİĞE HİTABE
Ey Türk gençliği ! Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyeti'ni, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.
Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek dahilî ve harici bedhahların olacaktır. Bir gün, istiklâl ve Cumhuriyet'i müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri, şahsî menfaatlerini, müstevlîlerin siyasi emelleriyle tevhid edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi vazifen, Türk istiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!
Gazi Mustafa Kemâl ATATÜRK
20 Ekim 1927
]÷·•)— şєнιтℓєя νυяυℓυη¢α ∂єğιℓ, υηυтυℓυη¢α öℓüя

ZaP SuYu
Karanlık gecede kara sudan,
Zap suyuna giden yol,
Dolunay azaplığında vatanımın,
Ay örgüsü saçlarına vurgun düşmüşüm.
Alın yazımızda vatan ve bayrak,şehitlik yazılmış,
En güzel türküyü kurşun söyler özüme,
Olaki pendürek ağıdı,cudi,kabar türkülerinde Muabbeti bulurum bir zaman,
Şahadet aslanlarının savaşında.
Ölümsüzlük,şehitlik,bayrak hilalinde can veren kan veren yiğitler,
Yar gönlümüze düşende çıktık dağların başına,
Karanlık gecede,el uzattık hilale,
Vurgun yedik seher rüzgarında,
Gurbet türkülerinde selamettik yar diyarına,
Savaş türkülerinde kendimizi bulduk,
Vatan türküsüyle toy eyledik her zaman,
Kürşat baskınlarında,şahadetime destur verilirken,
Tekbir-i ilahi ki bayrağındaki iman,
Vatan olası gönül neylerim,neylerim,sensiz acep?
Seninle gezerim ŞAVŞATI KARS'ı,
Seninle inerim bingölden VAN'a
MUŞ'tan el ederim ADIYAMAN'A.
En deli sevdaları yaşarım,pusuya geçerken
Keleş sesinde yas tutarım ölen şehitlerin ardından.
Divanesi olduğum anadoluyu gezerken,
NASİBİM BİR KURŞUN OLUPTA,
DÜŞERSEM TOPRAĞA,
EĞER,EĞER,EĞER TOPĞRAĞIM AÇMIŞSA BAĞRINI,
DAMLA,DAMLA DÜŞÜYORSA TOPRAĞA KAN,
BAYRAKLARA SARILIYORSA TABUTLAR,
ANALAR,ANALAR AĞLIYORSA...
İLGİNÇ EVLERİNİN ARDI SIRA,
GELİNLER,GELİNLER YAS TUTUYORSA
YAZIKLAR OLSUN BU DÜŞMANA!
|
|
==YAGMUR==
her yagmur yagisinda
aklima gelen tek sey
göz yaslari oldu
sokagin basinda oturup
sisli sokaklara derdini anlatiyisini
ve
goz yaslarini aklima gelirdi
oysaki
senin her doktugun goz yasiyla
ben eriyorudm
elini tutup bi gun
o yagmurlarda seninle gulmeyi isterdim
ama senin gozlerin
hala o sokakgin basinda
ve
sisli sokaklarda aglar durur
gidisin uzun zaman oldu
ama her gecisimde
seni goruyorum o yerde
senin yerini ben aldim simdi
ben agliyorum her yagmur yagisinda

==ZAMANSIZ GIDERSEM==
Zamansiz gidersem eger
bir halkin hakki var uzerimde
vebali ile gidemem
evraklar kan icinde
paralar kara icinde
bana gül ile gelme
geleceksen
kanli evraklar
karalanmis paralar
VE
yüreginde zerre kadar merlik varsa
sebebimle gel
malammat olmus su hayat icinde
hudutlar cizilmis evrene
ve her yigit sevemez
böyle
Hic görmedin,
Senin icin akan gözyaslarımı...
Hic bilmedin,
Seni düsünürken
Nasıl dalıp gittigimi...
Hic hissetmedin,
Cöl ortasında, vadiyi özler gibi
Seni özledigimi...
Unutmaya çalıştım...
Unutamadım...
SEN, unutamadıgımsın...
Hic sormadım,
Unutulmusluk kervanının bir yolcusu
Bir handa sabahlayan, bir yabancı
Bir günlügüne acan cicek..
Bir gecede bitirilen sohbet mi olmak istedin???
Göremedin cabamı...
Unutmaya çalıstıgımı bilmedin...
Cektigim ızdırabı hissetmedin...
Ne gelir elden??
Unutamadım...
SEN unutamadıgı
